AHHHH AHHH dedirttirdin be Zelalim…Ne güzelllll be arkadaşım, oralara gezi olursa bende gelcemmmm:)))Sende toplayacaksın herkesi gelicen kuzum. Oooooo Nevzat amcadan bilmediklerimizi öğrenirim. Toprağa alın terini bir ver o sana bin kat geri verir. Ne güzel anlattı amcacım. Şimdi düşündüm de bi anda bir sürü ortak noktamız var…Ahhhh içim gitti siz meyveleri, kuşburnunu, pekmezleri anlattıkça. Hem yaparız hem yeriz. Emek ve toprak. Bunun değerini bilen insan dünyadaki herşeyi ve herkesi çok sever arkadaşım. Emeğin değeri ne mal mülk ile ölçülür ne de para ile. Bunlarla uğraşmak ya da şöyle diyelim böyle şeyleri hazırlamanın karşılığının değer ölçüsü maddi olamaz. Herşeyden önce bu işleri yapmak için sevmek şart. Ne mutlu ki sana toprak kokan onu seven anlatırken de yorguluğundan çok ortaya çıkanlarla mutlu olan insanlarla berabersin böyle bir ailen var. Selamlar, sevgiler o güzel insanlara….Öpüyorum arkadaşım, güzel günlerimiz olsun bu hafta.:)))
Şenayım, biliyorum çok şanslıyım…seçemediğin şey aile.Ordan tuturdum piyangoyu biliyorum. Bide sizin gibi seçtiklerimizden oluşan bir ailem varki …..dadından yenmez:)
Nevzat amca köyü anlatırken ağzımın suyu aktı yemin ederim!
Bundan 5 sene önce kadar Tokat’lı bir arkadaşımın köy düğünü için Almus barajı civarındaki Armutalan (alevi köyü) köyüne gitmiştim. Ömrümde yaşadığım en muhteşem en acayip deneyimlerden biriydi 🙂
Önce köye girdiğimizde muhtar bizi karşıladı, “gençler hoşgeldiniz” minvalinde, hepimizin eline bira tutuşturuldu:) Sonra köye yerleştik filan 3 gün sürecek düğün gibi düğün başladı, sürekli yemek, sürekli davul zurna, sürekli dünürlerin karşılıklı dansları, benim arkadaşımı köyün ortasındaki küçücük kulübe gibi bir yerde çırılçıplak soyup yıkadılar 🙂 Sonra dua için barajın civarındaki bir yatıra gidildi orada dua edildi, her yerde saçları kınalı alnında sıra sıra altın dizili üzerilerinde kat kat kıyafetler olan teyzeler vardı, benim modern arkadaşı ata bindirdiler, evinden öyle aldılar..
Sürekli içki içildi, hatta 14-15 yaşında ergen çocuklar bile anne babalarının yanında içki içiyorlardı, fakat koca köyde kesinlikle bir kişi bile sapıtıp kusup rezalet çıkarmadı.
Ya o ellik? Hiç oturmadım, oynayamayan ama hep kendini ortaya atan Alman turistler gibi sürekli oynadım, halay çektim. O günden kalan fotolarım var inşallah bir gün gösterme şansı bulurum, o kadar komik ki, boyları 1.50-1.60 arası değişen tombul esmer bir örnek kıyafet giyen teyzeler, aralarında ben, o zaman saçlar platin uzun, üzerimde mini elbise ayaklarımda topuklu ayakkabılar deli gibi bir sağa bir sola el çırpma hareketi:)
Çok, çok eğlenmiştim, çok güzel ağırlamışlar çok güzel davranmışlardı, hatta kıyafetlerimin pek köye uygun olmadığı topuklarım sürekli toprağa gömülünce anlaşıldı da bana acıyıp güzel bir şalvar verdiler:)
Şalvar kalp ben, köy kalp ben 🙂
Ay ne uzun yazdım, keşke oralara bir gezi düzenlesek de, ben de gelsem..
Bebeyi kişisel gelişim kursuna götürmek de biraz şeymiş 🙂 Çok gülüyorum bu beyaz yakalı denyoluklara..
Yine bir solukta dinledim, süper program oldu, öperim çok..
Yav Diloş,ben Tokat’a gelin gitttim senin kadar Tokat’ı yalamadım yav 🙂
Fahri Tokat’ lı ilan etti seni Nevzat Amca.Yoksa manita işlerin seni oralara gelin edek. Ne güzel anlattın.Sen anlattıkça ben oraları yaşadım..Sen anlattıkça Nevzat Amca’nın ağzı kulaklarına vardı.Sende bu Tokat aşkı oldukça seni oralarda misafir etmek boynumuzun borcu….
Ben cok once dinledim programı ama yorum yazmaya fırsat olmadı.. herkes içimden geçenleri bi guzel anlatmış zaten Zelalcim:) Nevzat amca da en az Gulizar abla kadar içten, sevgi dolu..ne guzel söyledi sevginin fazlasından kime zarar gelir diye, Şiyar da sevildikçe sevecek sevmenin güzelliğini öğrenecek icin rahat olsun🙂 Türkü icin de ayrıca teşekkürler Nevzat Amca’ya ağzına saglik,bebeği yatırıp ben de türküyü dinleyerek uykuya dalmışım gecenin üçünde😊
Y a Yeliz , sen şimdi gece saat üçte seni dinleyip uyuyakalmışım dedin ya..sabah okudum bu yazdıklarını.Sabahtan beri çok acayip hissediyorum kendimi.Hayatımda hiç tanımadığım biri gece üçte beni dinlemiş, benim sesimle uyuyakalmış…ne demek istedğimi anlatamadım..doğru kelimlerim yan yana gelince anlatırım ne demek istediğmi..
Sabah kahvaltı yaparken dinledim programı kayıttan. Hem de annemin yaptığı kuşburnuyu yerken 🙂 O kuşburnunun yapılışının zorluğu benim de yerken hep düşündüğüm şeydir. Bir de çabuk bozulur. Buzdolabına koymazsan gidiverir kısa sürede. Senin Özgür’le aynı köylü müyüz acaba? Yok yok ben Ordu’luyum 🙂 Ama Tokat’a yakın kısmından. Hele yaylamız Tokat-Reşadiye’ye çok yakın. Benim annem babam da senenin yarısını köyde yarısını İstanbul’da geçirir. Onlar da Mayıs’ta gider bahçelerini yaparlar. Ama Şiyar sizinkilerin programını bozmadı mı? Benim Umur bizimkilerinkini bozmuştu. Daha geç gittiler köye birkaç yıl. Bahçe filan da yapamadılar.
Bir başka ortak payda da Alevilik olunca çok ama çok benzerlikler var. Gülizar ablayla olan programda Alevi olduğunu söylememiştin ama ben Gülizar ablanın konuşmasından, halinden tavrından anladım, dedim kesin bunlar Alevi.
Ne kadar ortak noktamız var bilemezsin. Her programda şaşıp kalıyorum 🙂
Benim oğlan artık 8 yaşında. Şimdi biz maalesef yanımıza anne babamızı da alamadan başka bir ülkede bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Esin merhaba.Valla o çok iyi kalpli Gülizar Abla ve Nevzat Amca’nın Şiyar’ı alıp aylarca köyde kalma planları var bu yaz için:( Ama kara kara düşünüyorum şimdiden.Yaz sıcağından ,ben işe gittiğimde buralarda telef olsunlarda istemiyorum.Bilmiyorum…ora şimdilik karanlık…Ben hep çok istemiştim Alevi olmak.Oğlanı % 50 başardım yapmayı 🙂
Sen hangi gurbetlerdesin?Bakarsın bir gün elimizde bi şişe kuşburnu,kucağımızda Şİyar Umur’u görmeye gelmişiz..
Merhabalar,
İlk dinleyişim programı. Çok keyifli bir sohbet olmuş, Nevzat amcanın sesi de çok iyiymiş bu arada. Ben de Turhal Çaylı Köyü’ndenim aslen. Nevzat amca kesin bilir. 🙂
Sevgiler,
Neco hoşgeldin.İlk programda Tokat’lıya denk geldin, hep olmaz haberin olsun:)Senin köyü ben bile biliyom.Artık yayladaki şenliklerde denk geliriz işallah:)
AHHHH AHHH dedirttirdin be Zelalim…Ne güzelllll be arkadaşım, oralara gezi olursa bende gelcemmmm:)))Sende toplayacaksın herkesi gelicen kuzum. Oooooo Nevzat amcadan bilmediklerimizi öğrenirim. Toprağa alın terini bir ver o sana bin kat geri verir. Ne güzel anlattı amcacım. Şimdi düşündüm de bi anda bir sürü ortak noktamız var…Ahhhh içim gitti siz meyveleri, kuşburnunu, pekmezleri anlattıkça. Hem yaparız hem yeriz. Emek ve toprak. Bunun değerini bilen insan dünyadaki herşeyi ve herkesi çok sever arkadaşım. Emeğin değeri ne mal mülk ile ölçülür ne de para ile. Bunlarla uğraşmak ya da şöyle diyelim böyle şeyleri hazırlamanın karşılığının değer ölçüsü maddi olamaz. Herşeyden önce bu işleri yapmak için sevmek şart. Ne mutlu ki sana toprak kokan onu seven anlatırken de yorguluğundan çok ortaya çıkanlarla mutlu olan insanlarla berabersin böyle bir ailen var. Selamlar, sevgiler o güzel insanlara….Öpüyorum arkadaşım, güzel günlerimiz olsun bu hafta.:)))
Şenayım, biliyorum çok şanslıyım…seçemediğin şey aile.Ordan tuturdum piyangoyu biliyorum. Bide sizin gibi seçtiklerimizden oluşan bir ailem varki …..dadından yenmez:)
Ne kadar sıcacık bir aile bu ! Paylaştığın ve yaşattıgin için teşekkürler. Melodizi çok sevdim… Konuklar olmazsa olmazin bence.
Sevgili Buluttucarı.. geçen programdan kelimeler borçlusun bana.Güzel sözlerin alacaklarımı unutturmaz bilesin:)…
Sözüm söz
COMANDANTE NEVZAT AMCA !
Nevzat Amca , armutlardan kuşburunlarından ,türkülerden,okey taşlarından bir ordu kurdu Keskeskem:)
Nevzat amca köyü anlatırken ağzımın suyu aktı yemin ederim!
Bundan 5 sene önce kadar Tokat’lı bir arkadaşımın köy düğünü için Almus barajı civarındaki Armutalan (alevi köyü) köyüne gitmiştim. Ömrümde yaşadığım en muhteşem en acayip deneyimlerden biriydi 🙂
Önce köye girdiğimizde muhtar bizi karşıladı, “gençler hoşgeldiniz” minvalinde, hepimizin eline bira tutuşturuldu:) Sonra köye yerleştik filan 3 gün sürecek düğün gibi düğün başladı, sürekli yemek, sürekli davul zurna, sürekli dünürlerin karşılıklı dansları, benim arkadaşımı köyün ortasındaki küçücük kulübe gibi bir yerde çırılçıplak soyup yıkadılar 🙂 Sonra dua için barajın civarındaki bir yatıra gidildi orada dua edildi, her yerde saçları kınalı alnında sıra sıra altın dizili üzerilerinde kat kat kıyafetler olan teyzeler vardı, benim modern arkadaşı ata bindirdiler, evinden öyle aldılar..
Sürekli içki içildi, hatta 14-15 yaşında ergen çocuklar bile anne babalarının yanında içki içiyorlardı, fakat koca köyde kesinlikle bir kişi bile sapıtıp kusup rezalet çıkarmadı.
Ya o ellik? Hiç oturmadım, oynayamayan ama hep kendini ortaya atan Alman turistler gibi sürekli oynadım, halay çektim. O günden kalan fotolarım var inşallah bir gün gösterme şansı bulurum, o kadar komik ki, boyları 1.50-1.60 arası değişen tombul esmer bir örnek kıyafet giyen teyzeler, aralarında ben, o zaman saçlar platin uzun, üzerimde mini elbise ayaklarımda topuklu ayakkabılar deli gibi bir sağa bir sola el çırpma hareketi:)
Çok, çok eğlenmiştim, çok güzel ağırlamışlar çok güzel davranmışlardı, hatta kıyafetlerimin pek köye uygun olmadığı topuklarım sürekli toprağa gömülünce anlaşıldı da bana acıyıp güzel bir şalvar verdiler:)
Şalvar kalp ben, köy kalp ben 🙂
Ay ne uzun yazdım, keşke oralara bir gezi düzenlesek de, ben de gelsem..
Bebeyi kişisel gelişim kursuna götürmek de biraz şeymiş 🙂 Çok gülüyorum bu beyaz yakalı denyoluklara..
Yine bir solukta dinledim, süper program oldu, öperim çok..
Yav Diloş,ben Tokat’a gelin gitttim senin kadar Tokat’ı yalamadım yav 🙂
Fahri Tokat’ lı ilan etti seni Nevzat Amca.Yoksa manita işlerin seni oralara gelin edek. Ne güzel anlattın.Sen anlattıkça ben oraları yaşadım..Sen anlattıkça Nevzat Amca’nın ağzı kulaklarına vardı.Sende bu Tokat aşkı oldukça seni oralarda misafir etmek boynumuzun borcu….
İzmir’e gelin gittim ben Zelalim ama gelirim valla, bahçe varsa çalışırım, tavuk varsa yemlerim, türkü dinlerim, hafiften demlenirim çok güzel olur.
Gel canım gel! Beleşe ırgat bulmuşuz kaçırırımıyız:) Beyinide al gel.Kocaları yan yana kor , senle el ele verip gezeriz:)..
ha ha beleş ırgat .:) öperim
Ben cok once dinledim programı ama yorum yazmaya fırsat olmadı.. herkes içimden geçenleri bi guzel anlatmış zaten Zelalcim:) Nevzat amca da en az Gulizar abla kadar içten, sevgi dolu..ne guzel söyledi sevginin fazlasından kime zarar gelir diye, Şiyar da sevildikçe sevecek sevmenin güzelliğini öğrenecek icin rahat olsun🙂 Türkü icin de ayrıca teşekkürler Nevzat Amca’ya ağzına saglik,bebeği yatırıp ben de türküyü dinleyerek uykuya dalmışım gecenin üçünde😊
Y a Yeliz , sen şimdi gece saat üçte seni dinleyip uyuyakalmışım dedin ya..sabah okudum bu yazdıklarını.Sabahtan beri çok acayip hissediyorum kendimi.Hayatımda hiç tanımadığım biri gece üçte beni dinlemiş, benim sesimle uyuyakalmış…ne demek istedğimi anlatamadım..doğru kelimlerim yan yana gelince anlatırım ne demek istediğmi..
Sabah kahvaltı yaparken dinledim programı kayıttan. Hem de annemin yaptığı kuşburnuyu yerken 🙂 O kuşburnunun yapılışının zorluğu benim de yerken hep düşündüğüm şeydir. Bir de çabuk bozulur. Buzdolabına koymazsan gidiverir kısa sürede. Senin Özgür’le aynı köylü müyüz acaba? Yok yok ben Ordu’luyum 🙂 Ama Tokat’a yakın kısmından. Hele yaylamız Tokat-Reşadiye’ye çok yakın. Benim annem babam da senenin yarısını köyde yarısını İstanbul’da geçirir. Onlar da Mayıs’ta gider bahçelerini yaparlar. Ama Şiyar sizinkilerin programını bozmadı mı? Benim Umur bizimkilerinkini bozmuştu. Daha geç gittiler köye birkaç yıl. Bahçe filan da yapamadılar.
Bir başka ortak payda da Alevilik olunca çok ama çok benzerlikler var. Gülizar ablayla olan programda Alevi olduğunu söylememiştin ama ben Gülizar ablanın konuşmasından, halinden tavrından anladım, dedim kesin bunlar Alevi.
Ne kadar ortak noktamız var bilemezsin. Her programda şaşıp kalıyorum 🙂
Benim oğlan artık 8 yaşında. Şimdi biz maalesef yanımıza anne babamızı da alamadan başka bir ülkede bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Ne merhaba demişim ne hoşçakal 🙂 Sevgiler Zelal. Şiyar’ın yanacıklarından öperim!
Esin merhaba.Valla o çok iyi kalpli Gülizar Abla ve Nevzat Amca’nın Şiyar’ı alıp aylarca köyde kalma planları var bu yaz için:( Ama kara kara düşünüyorum şimdiden.Yaz sıcağından ,ben işe gittiğimde buralarda telef olsunlarda istemiyorum.Bilmiyorum…ora şimdilik karanlık…Ben hep çok istemiştim Alevi olmak.Oğlanı % 50 başardım yapmayı 🙂
Sen hangi gurbetlerdesin?Bakarsın bir gün elimizde bi şişe kuşburnu,kucağımızda Şİyar Umur’u görmeye gelmişiz..
Biz Belçika’dayız Zelal. Antwerpen şehrinde. Ne güzel olur valla. Sizi misafir ederiz 🙂
Du bakalım, bu vesile ile tanıştıysak elbet bir gün , bir birimize de sarılacağız demek..
Merhabalar,
İlk dinleyişim programı. Çok keyifli bir sohbet olmuş, Nevzat amcanın sesi de çok iyiymiş bu arada. Ben de Turhal Çaylı Köyü’ndenim aslen. Nevzat amca kesin bilir. 🙂
Sevgiler,
Neco hoşgeldin.İlk programda Tokat’lıya denk geldin, hep olmaz haberin olsun:)Senin köyü ben bile biliyom.Artık yayladaki şenliklerde denk geliriz işallah:)