Merhaba sevgili radyo severler, beni özlediniz mi? Ben kendimi çok özledim…
Bugün bir yazar çok kolay yetişmiyor sevgili internetçiler. Çünkü günümüzde herkes yazar oldu. Önüne gelen yazıyor. Bazen yazı da kesmiyor tepeden bakmalı fotoğraflarını da çekip altına yazıyorlar. İnanılmaz bir yazar patlaması yaşanıyor gezegende. Kim Nobel alacak belli değil. Nobel aslanın kıçından aşşa düştü. Git arkasından al istiyorsan, yerde duruyo Nobel işte. Ben istemem. Uğraşamam şimdi aslanla felan. Adam aşırı agresif. Hem senin ne işin var amk Nobelle ya? Hayvanın önde gidenisin! Ormanın kralısın dedik hala tatmin olmadın. Neyin peşindesin olm sen? Saray mı istiyon? Ekmek midende, Nobel arkanda, saklanmayan ebe. Neyse…
Geçen çok eski bir dostumu gördüm yolda. Saçları dökülmüş, göbeklenmiş, gözleri yeşildi kahverengi olmuş. Biraz sohbet ettikten sonra anladım ki adam benim eski dostum değilmiş. Tanımıyorum adamı, başkasıymış. Bir süre sessizce biribirimize baktık. İlk gözünü kaçıran ben oldum. Hoşçakal deyip arkamı dönüp yürüdüm sokakta. Hayat ne garip diye düşündüm. Ama ben daha da garibim. Hayat daha da mı var diye haykırdım aniden kafamı gökyüzüne kaldırıp. Bir martı ağzıma sıçtı. Yok metafor değil. Bildiğin cıvık kanatlı boku düştü ağzımın içine. Doğaya karşı durmamaya karar verdim o an. Biber gazı bile bu kadar ağlatmadı beni. Haklı isyanımdan, kaldırıma çömüp ağladım tarlası yanan bir köylü gibi. Feryat figan ettim. Gelen geçen ne oldu diye sordu. Diyemedim tabi ağzıma martı sıçtı diye. 70 tane üstü çıplak kadın üzerime işedi. Akabinde organlarını üzerlerime sürüp kahkahalar attılar bana karşı dedim. Karakterime saldırdılar dedim. Büyük bir ilgiyle dinledi herkes beni. Beni dinleyenlerin arasındaki bi adam “Kadınlar ne tarafa gitti gardaş 🙂 “deyip durdu sohbet boyunca. Bi tane kadın alkışladı durdu beni, çok başarılı bi enstalasyon dedi. Sonra hep beraber Beyoğlu’na karışıp kaybolduk kalabalıkların içinde. Herkes kendi yoluna gitti. Yollar gitmek içindir evet ama aynı zamanda dönmeye de yarar. Bundan kimse bahsetmiyor. Çünkü kimse dönmek istemiyor. Sanki bana herkes kaşif, herkes gezgin herkes maceraperest. Allahın cezaları ne sanırsınız kendinizi ben bilmem. “SSK yatmamış benim bu ay!” diye muhasebecilerle kavga eden hırslılarsınız hepiniz! Gözünüz kaşınız ayrı oynuyor pis herifler. İşallah metrobüs bozulur da inip yürüyerek evinize gidersiniz!
Bugün de bir yazının sonuna geldik işte. Adeta vahşi atlar misali geçti cümleler üzerimizden. Ben tatmin oldum. Sen de ol. Elindekinin kıymetini bil. Elindekinin kıymetini bilmeyenler kendini bişey sanmaya başlar. Kendini bişey sanmaya başlayan da ben oldum havalarına girer ve rezil olur. Demek ki elindekinin kıymetini sikeyim. Ne var lan senin elinde? Sohbet bile edilmiyor sizinle. Yürüyün gidin şurdan. Ne demiş Schopenhauer? “Dün boktun bugün koktun piç!”
Netameli günler dilerim…