Programda en son imeyli okunan kardeşimizin bu tesbiti mükemmel: Evet, burada -yapısı gereği (hemen hemen birebir) gayet incelikli ve hassas- bir tür deney yapılıyor. (Şahsen beni buraya bağlayan da esasen bu ‘deney’./Gözümüz gibi koruyup kollayalım, geliştirelim!)
Evet riskli, evet heyecanlı, evet güzel, ve evet zor; ama HAYAT DA BU (değil mi -zaten?) !…
‘Beleş’ yok, hazıra konmak yok; KARŞILIKLI almak ve vermek var. Hayattan farklı -olduğunu VARSAYDIĞIMIZ- kısmı ise şu: ORTAK (KARŞILIKLI RIZAYA DAYALI) harbîlik-samimiyet (arayışı en azından) zemininde -tercihan güzellik ve- dostluk paylaşımı.
Devam sevgili Ayça! Ve Toni tabii ki!
Klâsik bir klişe, ama açıklayıcı: Herkes kabı (haznesi) kadar alır (doldurabilir -kendini- mealindeki Mevlâna? sözü.
ANAHTAR KELİME: DENEYSEL
Programda en son imeyli okunan kardeşimizin bu tesbiti mükemmel: Evet, burada -yapısı gereği (hemen hemen birebir) gayet incelikli ve hassas- bir tür deney yapılıyor. (Şahsen beni buraya bağlayan da esasen bu ‘deney’./Gözümüz gibi koruyup kollayalım, geliştirelim!)
Evet riskli, evet heyecanlı, evet güzel, ve evet zor; ama HAYAT DA BU (değil mi -zaten?) !…
‘Beleş’ yok, hazıra konmak yok; KARŞILIKLI almak ve vermek var. Hayattan farklı -olduğunu VARSAYDIĞIMIZ- kısmı ise şu: ORTAK (KARŞILIKLI RIZAYA DAYALI) harbîlik-samimiyet (arayışı en azından) zemininde -tercihan güzellik ve- dostluk paylaşımı.
Devam sevgili Ayça! Ve Toni tabii ki!
Klâsik bir klişe, ama açıklayıcı: Herkes kabı (haznesi) kadar alır (doldurabilir -kendini- mealindeki Mevlâna? sözü.