Merhabalar sevgili Radyo Karavan dinleyicileri ve de okurları ve de bakarları (karikatür de eklendi ya artık.)

Efendim, ülkemizin durumundan dolayı sizlere en güvenlisinden bir yazı hazırladım: Elektrik süpürgesi alırken nelere dikkat etmeliyiz. Konumuz bu.

Üç gündür elektrik süpürgesi düşünmekten helak oldum. Bundan altı ay önce de Bosh marka süpürgemiz bozulduğu zaman bir hafta hayvanlar gibi elektrik süpürgesi araştırması yapmıştım, artık yorgun düşüp gözaltlarım anksiyeteden eroinman gibi kahverengiye çalmaya başladığında kemik dinleyicilerimizden Neşe “Ayça ben Alman ekolüyüm, Almanlar kötü iş yapmaz, Miele al. Ben ve bütün arkadaşlarım Miele kullanıyoruz ve inek gibi memnunuz. Her akşam birbirimizi arayıp elektrik süpürgelerimiz ile ilgili konuşuyoruz ve elektrik süpürgelerimizi çok seviyoruz” demişti, ben de gidip almıştım. Aslında alırken epey eski bir şekli vardı ama o zamana kadar bütün elektrikli ev aletlerimi annem aldığı için bana bu eski görüntü pek bir şey ifade etmemişti.

Toz torbalı, bilmem ne watt. Bunlar hiç umurumda değildi. Miele çok önemli marka dediği için sadece o dükkanda bulunmak bile çok h0şuma gittiği için ne olursa olsun, isterse otuz yıllık bir model olsun, alıp gitmek istiyordum. Bunu lütfen kimseye demeyin ama.

Neyse aldım ve korkunç iyi bir iş yaptığımı düşünerek eve geldim. Hayatımın sanırım en kârlı işiydi. Hemen evi süpürmeye başladım ve nasıl güzel çekiyordu anlatamam. Halıları bir o çekiyor, bir ben çekiyorum, hep havalara kalkıyor halılar. “Tamam dedim arkadaş, hayatımın markasını buldum. Beni Miele’nin rüzgarlarında yıkasınlar.”

Fakat süpürgeye sevgim uzun sürmedi. Onu çektikçe kapılara burnunu yaslaması ve eve girmek istemeyen bir köpeğin tasmasını zorlayarak boynunu geri çekmesi gibi direndi, benimse her seferinde asabım bozuldu ve onu sinirle havalara fırlata fırlata perendeler attırıp güüüm diye yerlere çaldım. Bence yine efendi makineymiş, altı ay boyunca bana mısın demedi. Fakat ne zaman ki (burada yazımız biraz iğrençleşmeye başlıyor,) küvetteki saçları çekeyim dedim, böyle uzun uzun geliyor saçlar, benim bir hoşuma gidiyor anlatamam o his. Hani burnundan tatak çıkarırsın da uzun uzun gelir ya, garip bir başarı hissi verir, işte öyle bir şey.

Ve meğersem küvetin deliğinde su varmış ve makine çekmiş, felaket bir yanık kokusu gelmeye başladı. Çok kıllandım. Bu alenen motor yanığı kokusuydu. On dakika sonra makine zart diye durdu ve bir daha da çalışmadı. Bu makineyi 1200 liraya almıştım ve Toni’ye demekte epey zorlanacağımı düşündüm. Fakat korktuğum kadar zorlanmadım. Neden evlilik için zor diyorlar ki, hemen vırt diye “Toniieee bu makinenin galiba motorunu yaktım” dedim ve hiç zorlanmadım. Zart diye çıktı ağzımdan. Ama o zorlandı. Çok sinirlendi. Ama hemen sinirlenmedi. Yetkili servisie gidince motoru yanmıştır dedi orada çalışan kadın kanıksamış ve çok sık rastladığı belli olan bir lakayıtlıkla, o zaman Toni sinirlenmeye başladı. Hatta akşamüstü Sakız’a gidip bir kış gecesi yaşayacaktık, şömine başında uzolarımızı içerken buzuki dinleyecektik, herif öyle bir ekşidi ki benim de tadım kaçtı.

Toni “İçine su kaçtı demeyelim, temizlikçi kadın kullandı ve çalışmamaya başladığını söyledi diyelim” dedi. Öyle yaptık. Fakat tamirci “Ya, ne kadar cahiller ya, bu makineye ne yapmışlar baksanıza içi su içinde”diyerek evdeki temizlikçiye felaket keydirdi. Toni daha da ekşidi.

Neyse süpürgeyi bırakırken yine de pislik yapmak istedim ve “Ben ne hanzo makineler kullandım, sulu yerlerde de kullandım, bu da ne be, hayatta bir daha Miele kullanmam. Hep Bosch kullanıyordum, hep de sulu yerleri çekerdim, hiç motoru yanmadı şimdiye kadar” diye çirkeflik yaptım ama dediklerim de doğruydu. Bu Miele demek ki osursan bozuluyor. Tabii tazyik var tazyik var.

Neyse pisleşmeyelim.

Eve geldik ve ben akşamüstü beşte bilgisayarın başına oturdum, gece 1’e kadar bütün forumları, su torbalı, toz torbasız, halı yıkama makineleri, wattlar, emiş güçleri, hipoalerzortlu makineler, her türlü siteye girip deliler gibi bilgi sahibi oldum. Ama her sefer böyle bilgi sahibi oluyorum ama iki üç tane makine almadan deneyim elde edilmiyor.

Bütün internet sitelerine girdim, bütün alış veriş sitelerini ve elektronik mağazalarını karşılaştırdım, genelde hepsiburada.com ve N11.com iyi fiyata satıyor ve Medyamarket ve Teknosa ve Vatan Bilgisayar buralara kıyasla daha pahalı oluyor.

Bir ton makineyi inceleyip forumlardaki garip yazıları okuduktan sonra (kadın forum kulüpleri var ve orada bütün kadınlar istisnasız birbirine ‘balım, canım, aşkım, cicişim’ diye hitap ediyor) herkesin her şeyi kullandığını ve herkesin her şeyi beğendiğini ve hiç kimsenin hiç bir şeyi beğenmediğini anladım. Dolayısıyla hiç bir fikrim olmadan teyzemi ve tüm arkadaşlarımı elektrik süpürgesi konusunda arayarak büyük bir seferberlik başlattım. Herkes arkadaşlarına sordu, kendi kullandıklarını anlattı ve netice itibariyle Türk malı Arnico’yu zamanla tozları dışarı veriyor diye, Fakir’i Miele gibi havalı ama alt segment modelleri çıtkırıldım ve zaman içinde hava kaçırıp bok gibi kokuyor diye diye, Rowenta çok karakter sahibi değil diye ve teyzem sakın ha dediği için, Dyson’u hayvan pahalı olduğu için bırakıp soluğu Bimex’te aldım. Oradan modellere bakıp gidip evden internetten sipariş verecektim. Fakat tezgahtar kızlar Pazar günü gelmişler, nefes tüketiyorlar, bana bir ton anlatıyorlar, ben de onların yanında durup modelleri yazarak alış veriş siteleri ile fiyat karşılaştırması yapıyorum gizli gizli. Oysa bir an durdum ve “Ayça bu telefona böyle bakarak sen insanları aptal yerine mi koyduğunu sanıyorsun” deyip satıcı kıza “Ya ben fiyat karşılaştırması yapıyorum kusura bakma. Eğer 100-150 lira fark varsa senden alıcam ama arada 250-300 liralık fark varsa internetten alacağım” dedim ve kız da benimle birlikte telefonundan fiyat karşılaştırması yapmaya başladı. O da cimri.com mu,onun gibi bir yere baktı.

Derken bunca insanın istihdamı için taksitle alabileceğim ve ayda on yirmi lira fark için maacirlik yapmayıp dükkandan almaya karar verdim. Ve sonunda Philips’in (yazıldığı şekliyle okuyarak) Marathon Ultimate diye bir modelini aldım. 839 liraydı. Satıcı kız ile baktık, diğer internet satış yerlerinde 899 tl idi ve çok sevindim. Çünkü arada epey fark olsaydı ve ben dükkandan alaydım Toni ağzıma ederdi, yok dükkandan almayıp da internet sitesinden yüz lira fark için iki saat bana yardımcı olan kızcağızın emeğini es geçip o makineyi de kullanırken içime sinmez, iri iri yutkunurdum.

Eve geldim ve makineyi çalıştırdım. Toz torbasız. Bir kere toz torbası dolmaya başladığında emiş gücü azalıyor ama bunda doluluğunu gördüğünüz için her an boşaltabilirsiniz. Başlıkları pek hoş. Hatta sert zemin için aparatını takınca o kadar güzel süpürülüyor ki, bana dişçilerin dolguyu dondurmak için lazer ışığı tabancasını dişe tutma hissini verdi.

Ayrıca mutfakta afedersiniz dötüme dönmüş ve Toni’nin nar ekşisi yapacam diye içine ettiği halıyı nasıl oldu bilmiyorum, kıpkrem yaptı.

Evet sevgili okur.

İnternetten araştırma yaparken bunun gibi bir yazı bulaydım hayat çok daha kolaylaşırdı.

Umarım elektrik süpürgesi alacak olanlara bilgi verebilmişimdir.

Artık yazarlık ülkemizde bu tip domez bilgi gerektiren şeylere faydalı hale geldi.

Gerisi gözaltı.

Ups!