bin yıldır radyo dinliyorum, dinleyerek anlamaya çok aşinayım yani . ama adnan acar’ı dinlerken metin’den hiç bir şey anlamıyorum. ısrarla açıyorum ama her seferinde metinden kopuyorum. bunun nedenini düşündüm ve buldum sonunda: ses’in anlama baskın gelecek çekicilikte olması, metnin çok önüne geçmesi ve her cümlenin aynı tonlamayla okunup, metnin konusu ne olursa olsun okuyanın sesine yansıttığı duygunun değişmemesi sanırım.
Esma Ertürk tespitlerinin -benim de katıldığım bölümlerinin- bu kadar isabetli olması, katılmadığım kısımların da isabetli olma ihtimalini hayli yükseltiyor. Bu da beni biraz tedirgin ediyor. Tedirginliğimin nedeni ise bu” eksiklik” ile yıllarca savaşmama rağmen çok da başarılı olamamam.
Bundan sonra eleştirilerini dikkate alarak “pasajın posta kutusu”nu okuyacağım. Ama kemikleşmiş bir sorunu bugün-yarın halletmemi benden beklemezsin umarım.
eleştirilerini büyük bir sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Tek kelime ile,teşekkürler.
bin yıldır radyo dinliyorum, dinleyerek anlamaya çok aşinayım yani . ama adnan acar’ı dinlerken metin’den hiç bir şey anlamıyorum. ısrarla açıyorum ama her seferinde metinden kopuyorum. bunun nedenini düşündüm ve buldum sonunda: ses’in anlama baskın gelecek çekicilikte olması, metnin çok önüne geçmesi ve her cümlenin aynı tonlamayla okunup, metnin konusu ne olursa olsun okuyanın sesine yansıttığı duygunun değişmemesi sanırım.
Esma Ertürk tespitlerinin -benim de katıldığım bölümlerinin- bu kadar isabetli olması, katılmadığım kısımların da isabetli olma ihtimalini hayli yükseltiyor. Bu da beni biraz tedirgin ediyor. Tedirginliğimin nedeni ise bu” eksiklik” ile yıllarca savaşmama rağmen çok da başarılı olamamam.
Bundan sonra eleştirilerini dikkate alarak “pasajın posta kutusu”nu okuyacağım. Ama kemikleşmiş bir sorunu bugün-yarın halletmemi benden beklemezsin umarım.
eleştirilerini büyük bir sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Ne güzel bir program bu …