Selamlar Yavuz. Dört programından sadece birini dinleyebildim (eskiya) ama yine de programin hakkında şahane fikirlerim var ve yorum yazacağım. Öhöm. Tek bir programı dinledim çünkü diğer filmlerin hiçbirini izlemedim ve madem radyolara çıkmış iyi filmlerdir dedim spoiler yemek istemedim. Madem anlattın izleyeceğim yani. Fakat düşünüyorum müşteriyi tutup programı oturtana kadar daha bilindik filmleri işlemek daha iyi olmaz mı acaba? Sevgiler.
selam gulsah. yorumlarin icin tesekkurler. hakli olabilirsin, fakat problem su ki hangi filmler cok biliniyor hangileri az biliniyor bu biraz goreceli. mesela das boot aslinda sinema dunyasinda cok bilinen kult statusune erismis bir savas filmi, ama sinemaya ve bu ture ilgisi cok olmayan insanlar bilmeyebiliyor.. benim niyetim hem eski hem yeni, hem amerikan hem iran, hem populer hem underground filmleri kapsayan birsey yapmak aslinda. du bakalim ilerleyen bolumlerde degisik birseyler cikarmayi dusunuyorum :))
-Nihayet- bu akşam ‘Salesman’ ile siftah edebildiğim sevgili Yavuz kardeşimizin Kino K. Inda biraz turlayım derken, aslında hiç de ilgi alanımda olmadığı halde (adı da başlıkta yer almadığı için, du bakayım neymiş diye başladığım) ve en ufak bir şekilde haberdar olmadığım ‘Das Boot’u, büyük bir zevk ve ilgiyle dinledim.
Yavuz’un Gülşah’a cevabında da belirttiği üzere, uzunca bir süredir -Ankara’daki; -ki yarım porsiyon da olsa İf ve Filmekimi’ni de katarsak, hiç de azımsanmayacak bir festival yoğunluğu vardır- festivalleri kaçırmayan biri olarak, HİÇ DUYMADIĞIM; halbuki -muhteşem anlatım/tanıtımından da rahatlıkla anlaşılabileceği üzere çok değerli bir film olduğu anlaşılabilen, ve Yavuz’un net olarak durumun bu olduğunu vurguladığı Das Boot’u (biraz da -haklı olarak- üzerinde durduğu ses efektleri algısıyla olsa gerek) -olumlu anlamıyla, ve hayranlıkla- neredeyse seyretmiş kadar oldum!
Sevgili Yavuz kardeşim, diline, eline emeğine sağlık; çok teşekkürler; bolca yazışmak; ve inşallah görüşmek üzere,
Selam Ozhan, bu cesaret verici yorumun icin COOOK tesekkur ederim! Daha guzel programlar yolda, filmleri defalarca izleyip onlara buyutec ile bakmaya calismak ve sonra da bunun hakkinda konusmak zevkli bir ugras. umarim gelecekteki programlari da takip eder ve begenirsin, sevgiler.
ııııı gayet ıııııııı güzel program ıııııı filmlerde ıııııııı görmediğimiz ııııııı dipnotlarını görüyoruz ıııııı devammm ııııı 😀
emeginize sağlık
tesekkurler efenim.
Selamlar Yavuz. Dört programından sadece birini dinleyebildim (eskiya) ama yine de programin hakkında şahane fikirlerim var ve yorum yazacağım. Öhöm. Tek bir programı dinledim çünkü diğer filmlerin hiçbirini izlemedim ve madem radyolara çıkmış iyi filmlerdir dedim spoiler yemek istemedim. Madem anlattın izleyeceğim yani. Fakat düşünüyorum müşteriyi tutup programı oturtana kadar daha bilindik filmleri işlemek daha iyi olmaz mı acaba? Sevgiler.
selam gulsah. yorumlarin icin tesekkurler. hakli olabilirsin, fakat problem su ki hangi filmler cok biliniyor hangileri az biliniyor bu biraz goreceli. mesela das boot aslinda sinema dunyasinda cok bilinen kult statusune erismis bir savas filmi, ama sinemaya ve bu ture ilgisi cok olmayan insanlar bilmeyebiliyor.. benim niyetim hem eski hem yeni, hem amerikan hem iran, hem populer hem underground filmleri kapsayan birsey yapmak aslinda. du bakalim ilerleyen bolumlerde degisik birseyler cikarmayi dusunuyorum :))
-Nihayet- bu akşam ‘Salesman’ ile siftah edebildiğim sevgili Yavuz kardeşimizin Kino K. Inda biraz turlayım derken, aslında hiç de ilgi alanımda olmadığı halde (adı da başlıkta yer almadığı için, du bakayım neymiş diye başladığım) ve en ufak bir şekilde haberdar olmadığım ‘Das Boot’u, büyük bir zevk ve ilgiyle dinledim.
Yavuz’un Gülşah’a cevabında da belirttiği üzere, uzunca bir süredir -Ankara’daki; -ki yarım porsiyon da olsa İf ve Filmekimi’ni de katarsak, hiç de azımsanmayacak bir festival yoğunluğu vardır- festivalleri kaçırmayan biri olarak, HİÇ DUYMADIĞIM; halbuki -muhteşem anlatım/tanıtımından da rahatlıkla anlaşılabileceği üzere çok değerli bir film olduğu anlaşılabilen, ve Yavuz’un net olarak durumun bu olduğunu vurguladığı Das Boot’u (biraz da -haklı olarak- üzerinde durduğu ses efektleri algısıyla olsa gerek) -olumlu anlamıyla, ve hayranlıkla- neredeyse seyretmiş kadar oldum!
Sevgili Yavuz kardeşim, diline, eline emeğine sağlık; çok teşekkürler; bolca yazışmak; ve inşallah görüşmek üzere,
sevgiler,
Özhan
Selam Ozhan, bu cesaret verici yorumun icin COOOK tesekkur ederim! Daha guzel programlar yolda, filmleri defalarca izleyip onlara buyutec ile bakmaya calismak ve sonra da bunun hakkinda konusmak zevkli bir ugras. umarim gelecekteki programlari da takip eder ve begenirsin, sevgiler.