Merhaba sayın dinleyen, izleyen ve de okuyan…
Yaz sezonu fena dağıttı bizi, yani özellikle beni. Sıcaklardan kurtulmak için bir tatile gideyim, işten çıktım bir kafamı dağıtayım falan derken ipin ucunu keyifli bir şekilde kaçırdık maşallah. Hal böyle olunca buraları da ihmal etmiş oldum tabii. Yıllık kafa iznimi tamamladım fazlasıyla madem, affınıza sığınarak ve tabii Ayça Başkan elime çıkış kağıdımı vermeden sahalara geri dönüş yapıyorum artık! ^^
İçinde bulunduğumuz memleket hali ortada. Herkes kin ve nefret kusar halde yaşananlardan dolayı, ve çevreme bakıyorum da artık kimsede umut kalmamış halde neredeyse. Çoğunluk hayal gücünü daha ne kadar dolu dolu sövebilirim, daha ne kadar iyi klavye şövalyesi olabilirimin derdine düşerek kullanır oldu. Ortalığı saçma sapan bir hal aldı gidiyorken yine de insan kendine gülümsetecek, bak ama bu da var dedirtecek şeyler arıyor. Bu arayışı müzikte, filmde, kitapta bulmaya verdim kendimi ben mesela. Sırf bu yüzdendir, animasyonlara olan ilgim her daim daha fazla oldu, çocukça umutları en iyi bu tarz filmler diri tuttuğuna inanıyorum. Kitaplar desen, her biri ayrı dünya her satırı ayrı bir hikaye; kendini kaptırıp içinde kaybolduğun anda hayal gücünün sonsuz derinliğini keşfetmek işten değil.
Bu hafta için seçmiş olduğum animasyon da tam bunların birleşimi niteliğinde. Lafı daha fazla uzatmadan sizi animasyonla baş başa bırakayım. İçinizdeki çocuğu hep uyanık tutun… Ondaki o saf umut ve sonsuz hayal gücünü gülümsemek için kullanmaktan çekinmeyin! Hadi iyi seyirler, adios!