DİŞİLYA
Yazan: Atilla EREN

 

I.KISIM

     Eskiden her şey böyle değilmiş. Mesela dünya tek bir ülkeden oluşmuyormuş. Mesela kuşlar gibi insanların da erkek olanları varmış. Ama yumurtadan çıkmıyorlarmış.

     Belki de başka bir dünyada; bir sürü ülkede bir sürü insan yaşıyordur. Ama bu dünyada biz sadece 10.000 kişiyiz kıyametten sağ çıkabilmiş 10 bin kişi.

     Kıyamet nasıl koptu ne oldu ve neden biz sadece kadınlar bu dünyada kaldık bilmiyorum. Bize bir şekilde ölümsüzlük bahşedildi ama karşılığında da birçok şey alındı. Sanırım denge meselesi bu. Yalnızız burada dünyada hiçbir tür kalmadı; bir kuşlar bir de biz varız, tam10 bin kişi fazlası ya da azı değil. Aslında teknik olarak 10 bin kişinin çok ötesine geçebiliriz, size bahsettiğim ölümsüzlük; ölümsüzlük makinesi bize beden verebiliyor ama bilincimiz tek, 10 bin bilinç var, 1 milyon beden üretsek bile sadece 10 bin kişi olacak dünyada.

    Acaba başka bir gezegen var mıdır, erkeklerin yaşadığı, Erilya gibi bir şey, hah güzel isim oldu bu; Erilya. Bizim ülkemizin ya da dünyamızın adı da Dişilya.

    Bazı şeyler var açıklayamadığım, bazen nasıl bildiğimi bilmediğim şeyleri bildiğimi fark ediyorum ve bu şeyler üzerine çok düşünüyorum. O kadar çok düşündüm ki; mesela; şu Erilya fikri için bir nesil düşünmüştüm.

    Nesil demişken, 10 senede bir yenileniriz biz, bu sayede kuşlar gibi yaşlanmayız ve ölmeyiz. Hep genç kalırız. 10 senede bir nesil töreni yapılır, 10.000 kadın sırayla yeni bedenlerini alır. Bedenlerin üretildiği yer hakkında bir şey sormayın; bu bir sır, size bile söyleyemem.

     Yarın da nesil törenimiz var, yenilenme zamanı. Astelya 11 olarak döneceğim yarın eve. Söylemeyi unuttum eğer kazara ölürseniz isminizin sonundaki sayı artar, ben şimdiye kadar hiç kaza sonucu ölmedim, o yüzden 11 olacağım. Yarın İçin çok heyecanlıyım.

 

II.KISIM

    Evet, bu gün her zamanki gibi bir nesil töreni olacak sanıyorduk ama inanılmaz bir şey oldu. Alandaki herkes şok oldu; Dietro 11 söylediklerini duyduktan sonra.

– Meğer biz bir deneymişiz, buna inanabiliyor musunuz? Deney.

    Dietro 11 aramızda olup deneyi kontrol edenlerden biriymiş. Deneyin belli prosedürleri varmış ve 5 nesil boyunca gerçek dünya ile iletişim kurmazsa deneyin acil müdahale prosedürlerini uygulaması gerekiyormuş. İlk olarak bunu bize anlattı ve aramızda onun gibi 9 kişinin daha olduğunu söyledi, isimlerini de verdi.Ne yapacağımız konusunda bir şeyler netleşmedi ama o 10 kişi ile merak ettiklerimizi konuşabildik.

     Mesela; gerçekten bir kıyamet günü olmamış, bunu öğrendim. Ölümsüzlük icat olunca bilimciler bunun bir fırsat olduğunu, şimdiye kadar yapılan tüm hataların yeni toplumla düzelebileceğini düşünmüşler. Bu insanlar insanları gerçekten insan görmüyor insanla hayvan arasındaki bir ara form olarak görüyorlarmış. Ölümsüzlüğün bulunmasını da bir fırsat olarak görmüşler. Gerçekten iyi bir toplum yaratmak ve gerçek insanlığı yaşatmak için toplumsal deneyler yapmaya başlamışlar. Biz de o deneylerden biriymişiz.

– Aklımda çok fazla soru vardı ya onların birçoğunu sordum 10’lular a.

     Mesela Maya 11 e nasıl 100 sene başka bir dünyada yani burada yaşamayı başardığını sordum. O da bana onların bizim gibi normal insanlar olmadığını onların dünyalarında olan bilgisayar adlı yaratıklar ile normal insanların bilincinden oluşan bir bilince sahip olduğunu söyledi. Bilgisayarların bir ruhu olmadığından pek sıkılmamışlar, insan tarafları sıkılmış ama bilgisayar tarafları ağır bastığından 100 yıl boyunca bu deneyi sürdürmüşler.

     Neyse şimdi bu ayrıntıları geçelim, işte anlattığım gibi 5. neslin sonunda da dışarıdaki gerçek dünya ile iletişim kurulamayınca, prosedür gereği bizimle birlikte gerçek dünyaya çıkmaları gerekiyormuş. 10’luların peşine takılıp yarın denizleri aşıp gerçek dünyaya ulaşmayı planlıyoruz yani.

 

III.KISIM

    Sonunda gerçek dünyaya ulaştık, 3 gündür buradayız ama size yazma fırsatını ancak bulabildim.

    Nasıl bir yer mi? Çok güzel; çok fazla ağaç var ve kuşlar dışında bir sürü hayvan var, daha önce hiç görmediğimiz hayvanlar.

10’lular dış dünyaya çıkar çıkmaz deneyi yapan bilimciler ile iletişim kurmaya çalıştılar. Bu kolay olmadı ama en sonunda onların bıraktığı bir mesaja ulaştılar. Görüntüdeki kadın şunları söylüyordu:

Merhaba, Ben Limen fon Lis; deneyi düzenleyen ekiptenim. Size deney boyunca eşlik eden arkadaşlarımız size gerçekleri anlatmış olmalı ama bir de benden dinleyin tüm hikâyeyi.
İnsanlar yıllar boyu çok fazla hata yaptı, bunun sebebinin iki cinsin bir arada yaşaması olduğunu fark ettik. Çünkü kadınlar ve erkekler bir araya geldiğinde doğa gereği işler değişiyor, dengeler değişiyor. Üreme kaotik bir şey, üstelik bu sadece insanlar için geçerli değil, evrenin her köşesinde geçerli, yokluk varlığa dönüşürken kaos oluşur ve bu kaos u kimse kontrol edemez. Biz çok büyük yıkımlar yaşadık. Ölümsüzlüğü bulduğumuzda ideal toplum için deneyler yapmaya başladık, çünkü biz ideal toplum değildik. Hiçbir zaman ideal olamadık, o yüzden savaşlar, ölümler hiç eksik olmadı.

    Sizleri bu detaylarla sıkmak istemiyorum, bu bilgilere ve insanlığın tüm bilgisine 10’luların size göstereceği yolu izleyerek ulaşabilirsiniz.

Şimdi size veda etmeliyim, ben de tüm diğerleri gibi bu dünyayı terk ediyorum. İnsanlığı size emanet ediyoruz, sizin varlığınız için bizim yok olmamız gerekiyor. İlerde belki bir soru soracaksınız; ben cevabı şimdiden veriyorum, acı çekmedik, kimse acı çekmedi. Bunu kabullenmelisiniz ama bizi yok etmenin ağırlığını taşımayın, biz kendimizi yok ettik; sizler var olmanızın… Dedi ve görüntü kayboldu.

     Nasıl mı bu kadar net hatırlıyorum konuşmayı; Çünkü defalarca izledim, beni çok etkiledi bu konuşma. Bir insanın ölümü bile zor benim için o kadar insanın öldüğünü düşünmek, belki 100.000 kişiydi belki 300.000; kaç kişi olduklarını bilemiyorum ama o kadar insanın ölmesi…

     Şimdi ; ben de veda etmeliyim.Bunları neden yazdığımı hiç bilmiyorum, şimdiye kadar da hiç bir şey de yazmamıştım oysa. Ama anlam kazandı benim bu yazma dürtüm. O bilimci bize geçmişten bir mesaj iletmişti, biz de o mesajı geleceğe iletmeliyiz ya da geçmişe.
İnsanlar böyle iletişim kuruyor galiba gelecekten geçmişe geçmişten geleceğe, hangi zamandayım neredeyim bilmiyorum artık ama kelimelerim başka bir zamandaki başka birilerine ulaşacağından eminim.,

-SON-