Sevgili Nilu,
Hazır Toronto’dasın,6 Mayıs’ta Massey Hall’da Lea Michele’in konseri var.Hem Toronto da Ontario’nun başkenti zaten ve şu anda hava 5 derece yani.Sence de enteresan değil mi?
Dedim ki güçlüyle Karaoğlani kaybettik.abi nerlerdesiniz yaw? Yani bi programim vardı o da hiii yani.Toni ye mesaj attım onlar sabah bizden sonra program yapcak dedi neyse ki.yeni sigortalı İşiniz hayırlı olsun abilerim.yokluğunuzda öyle çok kitap falan okumadım. Haldun Dormen seyrettim başka da birsey yapmadım.iyi hafta sonları bol güneşler.🌞🌞🌞
Sevgili Bihter karşim,pororam zamandan bağımsız işliyor,bi bakıyosun orda öölece duruyor.Bi de sıkonz var Kendingtın’da,anlatsın Karaoğlan,bayılırsın.Harun ne yazmış aabi yaa!
Selamlar
+1 …daha önce de yazdım. yetkililere sesleniyorum, adımı sanımı zaten geçtim…Neden toplam dinleyici sayısına yansımıyorum…Üstelik ilk programdan itibaren dinliyorum. Daha ne kadar dinlemede kalayım şaşırdım…
Korkarım yorum yazılmamasından şikayet edip yorumları okumuyor, doğru düzgün istatistik tutmuyorsunuz…ama ben bu işe talibim…mail adresimi 63. yayından verebilirsiniz. sizi dinleyenler ;
– ikamet ilmuhaberi – hangi gezegen, astroid, kuryuklu yıldız özellikle belirtilmeli isteyenler il-ilçe yi de söyleyebilirler-
– plajda çekilmiş vesikalık – dinleyenler neye benziyor bunu da anlayalım-
bu 2 belgeyi ibraz etsinler…Listesini çıkaracağım…
Bakalım güçlü ve karaoğlanı dinleyen kaç kişi var, ortaya çıksın…
Sevgili Ayşe,yazını yetkililere ilettim,çok ilgilendiler,seninle en kısa sürede temasa geçecekler.Sayı belli,plajda çekilmiş tek vesikalık bende var,hatta onun pulu bile var,İngiltere’de satılıyor.
Harun ne yazmış gördün mü?
Salonun ortasında oturmuş karşı duvara koala edasıyla bakarak giderek artmakta olan Metin Kurt yalnızlığını yaşarken bir umutla ayaklanıp açtım bilgisayarı. Artık sizi beklemekten “bekar evi tozu” tutmuş ekranı üfleyerek karavana atladım ve arşive doğru yolculuk başladı. içimden sessizce saydım; 10 9 8… bir de ne göreyim ? Oradaydı. İri yakutlar gibi parlayan program arşivdeki yerini almış ve ben bunu 2 gün sonra fark edebilmiştim. Yine de hemen inanmadım. Tekrar saydım 10 9 8… eğer bu gördüğüm kan kaybına bağlı halüsinasyon değilse 62 gelmişti. Kurumsal radyoların ülkeyi kalabalık ve kalorisi düşük seslerle kuşattığı şu günlerde sizin kısa bir ara vermeniz bile benim Afrika da solaryum işi yapan ticaret erbabı gibihissetmeme sebep oluyor :)) 62 süperdi. Özlemişim. Gülüşlerinize gülmeyi bile özletmişsiniz :)) Diğer 61 kardeşi gibi bu program eşsizdi. 1 saat 36 dk 50 sn boyunca ekrana geviş getiren inek mutluluğu ile baktım :)) Güçlü bey, sizinle tanıştığıma gerçekten minnettarım. Karaoğlanla da umarım bir gün denk gelebiliriz. Programda ismimi zikretmeniz de ne kadar detaycı olduğunuzun bir ispatını daha ortaya koyuyor. 63 gelene kadar ben, Bağcılara düşmüş iş arayan piyano çalmayı bilen Meksikalı cüce modunda yaşayacağım :)) Saygılar…
Not: Programda çalan şarkıları bilsemde, bilmesemde ,shazam desteğiyle bir playliste çevirdim :)) Gün içerisinde de sayıyorum 10 9 8… :))
Karşim Harun,konuşmayı ne zaman bıraktım hatırlamıyorum,sesi ne zaman yitirdim bilmiyorum.Yazdıkların o kadar tanıdık ki,bekar evi tozu hepimizin hayatında,hepimiz en az Metin Kurt kadar yalnızız.
‘Heat’te Pacino ile De Niro’nun efsanevi karşılaşma sahneleri vardır,bilirsin.Pacino,De Niro’ya ‘Battığını biliyorsun’der.De Nito da biliyordur battığını.Sağol Harun karşim,devam edecek. https://youtu.be/7CAYFIpi89k
Son otobüse son anda adımını atan ve sırf evine yetişebileceği için bile yüzü kalpten gülen insan mutluluğunu
bilirsiniz. şoförün yanından koridorda ilerlerken yüzünde beliren gülümsemenin aynısıyla yazıyorum şimdi :))
dikkat bu yazı kaybedişler, yalnızlık ve bekleyişler muhteva eder 🙂
şarkı listeye eklendi 😉 Filmi bildiğim halde oturup tekrar izledim 🙂 bazen batar insan. hemde bile bile batar.durmadan geçmişe, devamlı
geriye bakmaktan iki adım ötesini göremediği için batar.bazen de yaralıyken yara bandı olmaya çalıştığı için batar.
bazımızın da hikayesi sanki bir vitesli araçta son sürat gittiğini düşünürken zamanın geçmezliğini ve tek düzeliğini sorgulamaktan başka bir şey değil.
hemde aracın radyosunda uyarı niteliğinde highway to hell çalarken 🙂 ironik :))
Aslında hayatta iki yakamı bir araya getiremediğimle ünlüyüm :)) hangi yakada bulunduğumun önemi olmadan yaşadım.
soranlara hep karşının taksisiydim :)) adaletsizliğe karşı olmakla başladı kavgam. bekar evi tozu da
bütün yaşanmışlıkların sonucu olarak çıktı karşıma.beli ki sesler, sözler tanıdık geldiği için seviliyorsunuz.
özleniyorsunuz. bekleniyorsunuz. mutfak dolabında duran 6lı tabak takımı gibi öylece bekliyoruz sizi :))
her defasında sadece en üsttekinin kullanıldığı tabak takımı. hoş o da yalnızlığı anlatıyor gören gözlere.
hem insan dediğin zaten hep beklemiyor mu ? bir dakika sonra başına ne geleceğini bilmeden ocakta pişen aşı, ay başı gelecek maaşı, yaz ise kışı, kış ise baharı, terfi almayı, emekli olmayı hatta zengin olmayı…
Hem süreya da beklemedi mi ? Atilla rıhtımda nakliye kamyonuna bakarak yazmamış mı pia’yı ve hatta büyük istifham’ı yazdıran kadına haykırmamış mı bekleyişlerini ? olric’le yalnızlığı konuşan o adamın da adını hiç anmayacağım bile…
ben de sessizliğimi dağıtacak sesi bekliyorum. bu bazen bir kuş sesi oluyor, bazen bir arkadaş sesi,bazen şarkıların sırdaşlığına sığınıyorum, bazen de 10.9.8…
hani memlekette nüfus sayımı yapılsa her birimizi sormaksızın ”bir” sayacaklar. 1+1 in 2 den büyük olduğu hayatlar da vardır elbet fakat bize sadece 1+1 olarak ev verdiler :))
kader bize artı 1’i hiç yazmamış.öyle ki bazen iki kişilik davetiyelere bile kıl olur olmuşuz. toplu taşımada tam bilet parası ödemek de cabası 🙂
son olarak sessiz çoğunluk olarak kalma fikri daha bir sıcaktı. saklı kalmak. saklanmak. hatta kendinden bile saklanan bu adama çok daha keyifli geliyordu.
artık kabak asmak(meyhanelerde müdavimlerin ısrarla aynı yere oturması hali) derler ya geri sayım başladığında yine yerimi alacağım hemde mama paketinin sesine gelen kedi hızıyla :))
not: sıfatlar insanı büyük gösteriyor. oysa ki burası hiçlik makamı… imza fakir mahallenin robin hood’u :))
8 değil 10 ! çığ gibi büyüyoruz adjjjk neyse mesela bu porogramda yine kikir kikir gülünmüş ama özlediğimizden midir nedir konuşmaları anladım walla zaten müzkleriniz şahane seviyoruz sizi hadi hadi seviyoruz
Zemini kayar insanın bazen hayatta.
Sevdiklerini kaybeder ardı ardına
Başına olmadık kazalar gelir, dengesi bozulur
Sağlam bildiği, yerli yerinde sandığı yoktur artık
Canımınuzın içi kedimiz, 14 sene paylaştığımız Paşa da gidince kedi cennetine , dağıldık tam anlamıyla
Ama sonra bir hediye geldi
Pofuduk 3 aylık bir sarman kalbimizin ortasına oturdu
Paşacango’dan bir hediye sanki
Adı Atlas
Beraber dinliyoruz radyoyu artık
Ve çoooooooook teşekkürler aradan sonra tekrar program yaptığınız için
Özleniyorsunuz
Olurda final yaparsanız da , evet üzülürüz tabi ki de ama yaptığınız onca program ve emekleriniz için de çok teşekkürler beyler
3.kez geri dönüp arşivden dinlerim tekrar artık
Sevgiler
Sevgili Mimi,
Atlas seni buldu ihtiyacın olduğu anda beni de Elizabet’in bulduğu gibi.
Birşeyler yapıyormuşuz gibi ve de işe yarıyormuşuz gibi hissettirdiğiniz için bizim size (sana ve diğer yedi kişiye) teşekkür etmemiz lazım.Fırsat buldukça program yapmaya devam edeceğiz.Selamlar,kolay gelsin.
Çok sık müzik arasına gidiyorsunuz, ilk programları dinledim, olmadı. Sonra son programlara şans verdim fakat değişen bir şey yok. belki 20-30 dakikada bir parça çalarsanız programın dinlenebilir bir hal alması işten bile değil.
Sukur kavusturana!!
Ozlemistik, arayi acmayin..
Sevgiler Toronto’dan 😉
Sevgili Nilu,
Hazır Toronto’dasın,6 Mayıs’ta Massey Hall’da Lea Michele’in konseri var.Hem Toronto da Ontario’nun başkenti zaten ve şu anda hava 5 derece yani.Sence de enteresan değil mi?
Hoş geldiniz:) arayı açmayın
Biz arayı açmıyoruz Mürşide,merkür şeyttiriyor.Bizlen alakası yok yani.Hep merkür.
Dedim ki güçlüyle Karaoğlani kaybettik.abi nerlerdesiniz yaw? Yani bi programim vardı o da hiii yani.Toni ye mesaj attım onlar sabah bizden sonra program yapcak dedi neyse ki.yeni sigortalı İşiniz hayırlı olsun abilerim.yokluğunuzda öyle çok kitap falan okumadım. Haldun Dormen seyrettim başka da birsey yapmadım.iyi hafta sonları bol güneşler.🌞🌞🌞
Sigortalı işleri bitirip emekliliğe uçmanın vakti geldi de geçiyor Özgür karşim.Bir bakmışsın Toronto’dayız.Yalnız Harun ne yazmış gördün mü?Dikkat et.
Öhm, program kesik kesik geliyor. Bekliyoruz bir ay.
Afiyet olsun, Sarp’ın zihnine iyi gelir limonun curdu.
Sevgili Bihter karşim,pororam zamandan bağımsız işliyor,bi bakıyosun orda öölece duruyor.Bi de sıkonz var Kendingtın’da,anlatsın Karaoğlan,bayılırsın.Harun ne yazmış aabi yaa!
Selamlar
sizi ben de dinliyorum…
Biz senin dinlediğini biliyoruz aabi rahat ol.Onunçin bahsettik işte o filimlerden,dizilerden,enginardan,bademden.Sen Harun’u okudun mu Ferhat?
+1 …daha önce de yazdım. yetkililere sesleniyorum, adımı sanımı zaten geçtim…Neden toplam dinleyici sayısına yansımıyorum…Üstelik ilk programdan itibaren dinliyorum. Daha ne kadar dinlemede kalayım şaşırdım…
Korkarım yorum yazılmamasından şikayet edip yorumları okumuyor, doğru düzgün istatistik tutmuyorsunuz…ama ben bu işe talibim…mail adresimi 63. yayından verebilirsiniz. sizi dinleyenler ;
– ikamet ilmuhaberi – hangi gezegen, astroid, kuryuklu yıldız özellikle belirtilmeli isteyenler il-ilçe yi de söyleyebilirler-
– plajda çekilmiş vesikalık – dinleyenler neye benziyor bunu da anlayalım-
bu 2 belgeyi ibraz etsinler…Listesini çıkaracağım…
Bakalım güçlü ve karaoğlanı dinleyen kaç kişi var, ortaya çıksın…
Sevgili Ayşe,yazını yetkililere ilettim,çok ilgilendiler,seninle en kısa sürede temasa geçecekler.Sayı belli,plajda çekilmiş tek vesikalık bende var,hatta onun pulu bile var,İngiltere’de satılıyor.
Harun ne yazmış gördün mü?
Salonun ortasında oturmuş karşı duvara koala edasıyla bakarak giderek artmakta olan Metin Kurt yalnızlığını yaşarken bir umutla ayaklanıp açtım bilgisayarı. Artık sizi beklemekten “bekar evi tozu” tutmuş ekranı üfleyerek karavana atladım ve arşive doğru yolculuk başladı. içimden sessizce saydım; 10 9 8… bir de ne göreyim ? Oradaydı. İri yakutlar gibi parlayan program arşivdeki yerini almış ve ben bunu 2 gün sonra fark edebilmiştim. Yine de hemen inanmadım. Tekrar saydım 10 9 8… eğer bu gördüğüm kan kaybına bağlı halüsinasyon değilse 62 gelmişti. Kurumsal radyoların ülkeyi kalabalık ve kalorisi düşük seslerle kuşattığı şu günlerde sizin kısa bir ara vermeniz bile benim Afrika da solaryum işi yapan ticaret erbabı gibihissetmeme sebep oluyor :)) 62 süperdi. Özlemişim. Gülüşlerinize gülmeyi bile özletmişsiniz :)) Diğer 61 kardeşi gibi bu program eşsizdi. 1 saat 36 dk 50 sn boyunca ekrana geviş getiren inek mutluluğu ile baktım :)) Güçlü bey, sizinle tanıştığıma gerçekten minnettarım. Karaoğlanla da umarım bir gün denk gelebiliriz. Programda ismimi zikretmeniz de ne kadar detaycı olduğunuzun bir ispatını daha ortaya koyuyor. 63 gelene kadar ben, Bağcılara düşmüş iş arayan piyano çalmayı bilen Meksikalı cüce modunda yaşayacağım :)) Saygılar…
Not: Programda çalan şarkıları bilsemde, bilmesemde ,shazam desteğiyle bir playliste çevirdim :)) Gün içerisinde de sayıyorum 10 9 8… :))
Karşim Harun,konuşmayı ne zaman bıraktım hatırlamıyorum,sesi ne zaman yitirdim bilmiyorum.Yazdıkların o kadar tanıdık ki,bekar evi tozu hepimizin hayatında,hepimiz en az Metin Kurt kadar yalnızız.
‘Heat’te Pacino ile De Niro’nun efsanevi karşılaşma sahneleri vardır,bilirsin.Pacino,De Niro’ya ‘Battığını biliyorsun’der.De Nito da biliyordur battığını.Sağol Harun karşim,devam edecek.
https://youtu.be/7CAYFIpi89k
Son otobüse son anda adımını atan ve sırf evine yetişebileceği için bile yüzü kalpten gülen insan mutluluğunu
bilirsiniz. şoförün yanından koridorda ilerlerken yüzünde beliren gülümsemenin aynısıyla yazıyorum şimdi :))
dikkat bu yazı kaybedişler, yalnızlık ve bekleyişler muhteva eder 🙂
şarkı listeye eklendi 😉 Filmi bildiğim halde oturup tekrar izledim 🙂 bazen batar insan. hemde bile bile batar.durmadan geçmişe, devamlı
geriye bakmaktan iki adım ötesini göremediği için batar.bazen de yaralıyken yara bandı olmaya çalıştığı için batar.
bazımızın da hikayesi sanki bir vitesli araçta son sürat gittiğini düşünürken zamanın geçmezliğini ve tek düzeliğini sorgulamaktan başka bir şey değil.
hemde aracın radyosunda uyarı niteliğinde highway to hell çalarken 🙂 ironik :))
Aslında hayatta iki yakamı bir araya getiremediğimle ünlüyüm :)) hangi yakada bulunduğumun önemi olmadan yaşadım.
soranlara hep karşının taksisiydim :)) adaletsizliğe karşı olmakla başladı kavgam. bekar evi tozu da
bütün yaşanmışlıkların sonucu olarak çıktı karşıma.beli ki sesler, sözler tanıdık geldiği için seviliyorsunuz.
özleniyorsunuz. bekleniyorsunuz. mutfak dolabında duran 6lı tabak takımı gibi öylece bekliyoruz sizi :))
her defasında sadece en üsttekinin kullanıldığı tabak takımı. hoş o da yalnızlığı anlatıyor gören gözlere.
hem insan dediğin zaten hep beklemiyor mu ? bir dakika sonra başına ne geleceğini bilmeden ocakta pişen aşı, ay başı gelecek maaşı, yaz ise kışı, kış ise baharı, terfi almayı, emekli olmayı hatta zengin olmayı…
Hem süreya da beklemedi mi ? Atilla rıhtımda nakliye kamyonuna bakarak yazmamış mı pia’yı ve hatta büyük istifham’ı yazdıran kadına haykırmamış mı bekleyişlerini ? olric’le yalnızlığı konuşan o adamın da adını hiç anmayacağım bile…
ben de sessizliğimi dağıtacak sesi bekliyorum. bu bazen bir kuş sesi oluyor, bazen bir arkadaş sesi,bazen şarkıların sırdaşlığına sığınıyorum, bazen de 10.9.8…
hani memlekette nüfus sayımı yapılsa her birimizi sormaksızın ”bir” sayacaklar. 1+1 in 2 den büyük olduğu hayatlar da vardır elbet fakat bize sadece 1+1 olarak ev verdiler :))
kader bize artı 1’i hiç yazmamış.öyle ki bazen iki kişilik davetiyelere bile kıl olur olmuşuz. toplu taşımada tam bilet parası ödemek de cabası 🙂
son olarak sessiz çoğunluk olarak kalma fikri daha bir sıcaktı. saklı kalmak. saklanmak. hatta kendinden bile saklanan bu adama çok daha keyifli geliyordu.
artık kabak asmak(meyhanelerde müdavimlerin ısrarla aynı yere oturması hali) derler ya geri sayım başladığında yine yerimi alacağım hemde mama paketinin sesine gelen kedi hızıyla :))
not: sıfatlar insanı büyük gösteriyor. oysa ki burası hiçlik makamı… imza fakir mahallenin robin hood’u :))
özledik sayın abiler,
8 kişi dinlediğine göre kadro tamam.
63 gelsin piyasalar rahatlasın
Gürhan karşim,63 gelmedi ama piyasalar rahatladı bak ayna gibi oldu.8 tamam dedik bekledik yorum coştu 12 oldu.Ne yazmış Harun!
İyi ki geldiniz, iyi geldiniz 👏🏻👏🏻👏🏻
Sağol Barış karşim,🙏🏿,bak bu dua eden afrikalı,👡Bu da topuklu ayakkabı.Emoji bööle bişi çok kullanışlı bişi.Harun’u okudun mu?😇
8 değil 10 ! çığ gibi büyüyoruz adjjjk neyse mesela bu porogramda yine kikir kikir gülünmüş ama özlediğimizden midir nedir konuşmaları anladım walla zaten müzkleriniz şahane seviyoruz sizi hadi hadi seviyoruz
Sevgili Kalimero,kikir kikir geçiyor zaman,bir bakıyoruz bir ay geçmiş çok acayip.Harun?Adjjjjk?
62’den kedi yapan program..tüm dillerdeki karşılığı buradaki tanımı olmalı…
Sevgili Pinariko,63’ten ahtopot,64’ten birapatates yapalım diyoruz Karaoğlanlan,o diyo ahtopot ben diyorum birapatates bitürlü annaşamadık,bakalım 65 nolcak?Harun?
Zemini kayar insanın bazen hayatta.
Sevdiklerini kaybeder ardı ardına
Başına olmadık kazalar gelir, dengesi bozulur
Sağlam bildiği, yerli yerinde sandığı yoktur artık
Canımınuzın içi kedimiz, 14 sene paylaştığımız Paşa da gidince kedi cennetine , dağıldık tam anlamıyla
Ama sonra bir hediye geldi
Pofuduk 3 aylık bir sarman kalbimizin ortasına oturdu
Paşacango’dan bir hediye sanki
Adı Atlas
Beraber dinliyoruz radyoyu artık
Ve çoooooooook teşekkürler aradan sonra tekrar program yaptığınız için
Özleniyorsunuz
Olurda final yaparsanız da , evet üzülürüz tabi ki de ama yaptığınız onca program ve emekleriniz için de çok teşekkürler beyler
3.kez geri dönüp arşivden dinlerim tekrar artık
Sevgiler
Sevgili Mimi,
Atlas seni buldu ihtiyacın olduğu anda beni de Elizabet’in bulduğu gibi.
Birşeyler yapıyormuşuz gibi ve de işe yarıyormuşuz gibi hissettirdiğiniz için bizim size (sana ve diğer yedi kişiye) teşekkür etmemiz lazım.Fırsat buldukça program yapmaya devam edeceğiz.Selamlar,kolay gelsin.
Çok sık müzik arasına gidiyorsunuz, ilk programları dinledim, olmadı. Sonra son programlara şans verdim fakat değişen bir şey yok. belki 20-30 dakikada bir parça çalarsanız programın dinlenebilir bir hal alması işten bile değil.