Sağol İbrahim… Düzgün Türkçe masal… Meslek hastalığı benimki… yoksa yıllarca “travma”ya “tramvay” diyen ablamı (rahmetli) travmatik dinlemelerimin keyfini kimden alacaktım? hakkaten!:))
İki cok degerli insanın çok lezzetli sohbetinin ortasında buldum kendimi… Sanki aynı masadaymış gibi…
Cok iyi bir programdı… Masaya bizi de dahil ettiğiniz için çok teşekkürler…
Ufuk çaok sağol… 2 değerli insan derken? başka bi program mı dinledin?:))
son cümleni çok sevdim… ben artizlik yapmaya kalkan Niyaziye durmadan şunu diyom: ooolum biz burda muhabbet ediyoz. Dinleyen de kulak misafiri oluyor. onları düşünme…
Niyaziye soruyorum: Neren eğri? o diyor: nerem doğru ki lan! hakkaten:)
Sağol nizam… anlatırız… Görseli sevgili Toni seçti… bence cuk oturan bir görsel olmuş. aynen öyle oturuyoz… arkada da Ece Ayhan gölgesi:)) Toni Bayım yanıtlar umarım görselin kime ait olduğunu
Valla günahını almak gibi olmasın da, ben spotify da buldum orada: Fazıl Say 1001 nights at harem yazıyordu. Fakat bir arkadaşım o albümde bulunmadığını söyledi… muallakta vesselam
Programınızı buz gibi bir Ankara akşamüstü mesai çıkışında, sokakta yürürken dinledim. Hem Türkçenin zevkine vardım, hem de anlatılan hikayelerin güzelliği ile keyiflendim. Ağzınıza sağlık, inşallah devamı gelir.
Sevgili Adnan Acar ve Niyazi Bey (soyadını unuttum kusura bakmayın),
Program hakkında ne diyebilirim diye düşündüğümde incelikli kelimesi geldi belki resmin de etkisi olabilir.Edebiyat sohbetlerine bayılırım bu program da çok iyi olmuş, sağ olun…Türkçeyi kullanışınız, anılarınız, rus edebiyatından bir yazı okuyorum gibi hissettirdi, üstte bir sohbet ama alttan usul usul bir hüzün ya da hayata dair duygular, müziğe hiç ihtiyaç duymadım, yalnız başına dinlenecek bir program, insan konuşmak istemiyor, çok konuştum şimdi düşünmek istiyorum anlattıklarınızı…
Hayırlı olsun
Güzel Program oldu.
Adnan Hocam sayenizde bende Türkçe’mi düzeltiyorum. 🙂
Saygılarımla
ağzınıza sağlık
Sağol İbrahim… Düzgün Türkçe masal… Meslek hastalığı benimki… yoksa yıllarca “travma”ya “tramvay” diyen ablamı (rahmetli) travmatik dinlemelerimin keyfini kimden alacaktım? hakkaten!:))
İki cok degerli insanın çok lezzetli sohbetinin ortasında buldum kendimi… Sanki aynı masadaymış gibi…
Cok iyi bir programdı… Masaya bizi de dahil ettiğiniz için çok teşekkürler…
Ufuk çaok sağol… 2 değerli insan derken? başka bi program mı dinledin?:))
son cümleni çok sevdim… ben artizlik yapmaya kalkan Niyaziye durmadan şunu diyom: ooolum biz burda muhabbet ediyoz. Dinleyen de kulak misafiri oluyor. onları düşünme…
Niyaziye soruyorum: Neren eğri? o diyor: nerem doğru ki lan! hakkaten:)
Çok güzel program olmuş kavgaları anlayacaksınız ben mı kaçırdım resim kime ait
Sağol nizam… anlatırız… Görseli sevgili Toni seçti… bence cuk oturan bir görsel olmuş. aynen öyle oturuyoz… arkada da Ece Ayhan gölgesi:)) Toni Bayım yanıtlar umarım görselin kime ait olduğunu
Cumartesi akşamlarımıza hoş geldiniz 😃 çok güzel bir program olmuş,haftaya görüşmek üzere …
çok sağol Esra…
Azıcık daha uzun olsun ya… Zevkle dinledik hakikaten. 🙂
Derya sevindim sevdiğine… ama “kemiksiz” konuşuyoz abi… müziksiz olması dinlemeyi zorluyor mu?
Aksine… Diyorum ya bana yetmedi bile! 🙂
merhaba, program için teşekkürler… giriş müziği neredendir ? selam ve sevgiler
Valla günahını almak gibi olmasın da, ben spotify da buldum orada: Fazıl Say 1001 nights at harem yazıyordu. Fakat bir arkadaşım o albümde bulunmadığını söyledi… muallakta vesselam
Selam Adnan abi,
Programınızı buz gibi bir Ankara akşamüstü mesai çıkışında, sokakta yürürken dinledim. Hem Türkçenin zevkine vardım, hem de anlatılan hikayelerin güzelliği ile keyiflendim. Ağzınıza sağlık, inşallah devamı gelir.
“güzel Türkçe’den zevklenmen hoşuma gitti…ikinci programın montajıyla boğuşuyorum montajsız yayınlasa karavan… var ya ebemizi zikersinis… (yaşasın sansür)
Sevgili Adnan Acar ve Niyazi Bey (soyadını unuttum kusura bakmayın),
Program hakkında ne diyebilirim diye düşündüğümde incelikli kelimesi geldi belki resmin de etkisi olabilir.Edebiyat sohbetlerine bayılırım bu program da çok iyi olmuş, sağ olun…Türkçeyi kullanışınız, anılarınız, rus edebiyatından bir yazı okuyorum gibi hissettirdi, üstte bir sohbet ama alttan usul usul bir hüzün ya da hayata dair duygular, müziğe hiç ihtiyaç duymadım, yalnız başına dinlenecek bir program, insan konuşmak istemiyor, çok konuştum şimdi düşünmek istiyorum anlattıklarınızı…
Sağol Belgin…
Sevmeyenler de yazarsa sevinirim…
Umarim, müebbet muhabbetiniz olur. Sağolun, varolun. Çok teşekkürler.
Eyvallah Gülfem Söyletir…
“Hakkaten” çok lezzetli bir program 😊👏👏👏
sağol Asena…”hakkaten”:))