AÇILIN BEN DOKTORUM:))
1) Kesinlikle aali değil Ali. aali yüce. büyük filan demek ki isim olarak kullanılmaz.
2) Katil ile katl aynı anlamda deyildir (ha ha ha herkeş deyildir yazarsa bi süre sonra bu da doğru olacaktır) Biri isim diğeri fiil. “Katl zanlısı” doğrudur, “katil zanlısı” yanlıştır. Ama dil allah kelamı değildir zamanla katil zanlısı da doğru olacaktır… ve hatta oldu
3) Ben de DYSON’A 1200 kaat bayıldım…:)2 yıl önce… ama zerre memnun kalmadım. sert zeminde onca çekiş gücüne rağmen kılı tüyü içine almıyor duvara doğru itiyor it. her seferinde süpürgenin sapını kaldırıp kirin üstüne dayamak gerekiyor. Benim de servis hikayem uzun ama haktan mı boktan mı bi firma var ithalatçısı… ben ömrümde bu kadar burnu havada firma görmedim.Ben nasıl kurtuldum? İhtiyacı olan birine hacılama verdim… 3 ay önce:))) 1000 kaat verdim roventa aldım. İhtiyacı olan????:)))
Adnan Üstad,
1) Eve gidince eşim de düzeltti Aali değil Ali diye. Eyvallah 🙂
2) Bizim aslında orda dikkat çektiğimiz Kaatil ile Katil arasındaki fark. O da yıllardır Kaaatil diye okunurken şimdilerde Katil deniyor, sanırım doğrusu Katil.
3) Dyson magdurlarını Esref Saati semsiyesi altıbda örgütlemeyi planlıyoruz, o zaman sesimizi duyacaklar mutlaka 😀 Saka bir yana ne Dyson’mış Üstad, 1.200 TL verince tamam hayatın sırrını vermesini falan beklemiyoruz ama yine de arkasında fazla iş bırakmasın, değil mi? 🙂
Saygılar, sevgiler
Dyson macerasına bayıldım gelişmeleri merakla bekliyorum, Adnan Acar’ın anlattıklarıyla bu elektrik süpürgesiyle temizlik yapılmayıp kavga edildiğini ve temizlikten sonra bitap düşüp gerginliğin ancak meditasyonla aşıldığı ve bir süre sonra temizliği bırakıp kirliliği hayatın akışına bırakma durumuna gelindiğini anladım iyi ki bizim dysonımız yok!
Sevgili Belgin,
Dyson’un muhtemelen böyle bir misyonu var, insanı takıntılarından arındırıyor, köşelerini örseliyor 🙂
Ama yine de 1.200 TL bir süpürge için çok degil mi yahu? 😀
Her zaman için en iyi süpürge çalışan bir süpürgedir 🙂
Küba’da insanların fakir olmasının nedeni sosyalizm değil, bütün dünyanın Küba’ya ambargo uygulaması.
Ben bu mesajı yazarken şu anda Turkiye’de kot taşlama atölyesinde 12 yaşındaki bir çocuk akciğer kanseri oluyor, Hindistan’da 6 yaşında bir çocuk halı yapıyor; hatta biz de gdo’lu tarım ürünleri ile kanser oluyoruz milyarlar harcayıp iyilesmeye çalışıyoruz.
Sevgili Diloşko,
Bu konuda biz de karışık duygular içerisindeyiz, açıkçası Toni enişte karıştırdı hepimizin kafasını. Söylediklerin çok doğru, bizim de içimize sinmedi bazı şeyler. Bu haftaki programda yeniden değineceğiz bu konuya.
Programları severek dinliyorum. İyi ki varsınız. Sabahattin Ali’nin soyadı konusunda yorum yapacaktım ama yazılmış zaten. “Sabahattin Ali soyadının Ali yerine Âli olarak söylenmesinden ne kadar rahatsız olduğunu 10 Ekim 1945’te Vedat Baykurt’a gönderdiği mektupta dile getirmektedir: “Esat benim adımı bilir ama, dalgındır, sakın Ali yerine Âli yazdırmasın, bu Âli adı kadar sinirlendiğim kelime azdır.?” . Orhan Pamuk nasıl Nobel aldı konusunda bildiklerinizi açıklarsanız sevinirim. Ben hak ettiğini düşünüyorum açıkçası. Selamlar
Sevgili Volkan,
Ağırlıklı görüş Aali değil Ali olduğu yönünde, ben de sizin taraftayım ama Eşref ısrarla Aali oldugunu iddia ediyor. Bir sonraki programda düğümü atarız inşallah 😀
Orhan Pamuk’un nobel ödülünü almasıyla güncel ve geçmişten gelen bazı sorunlar üzerine uluslararası platformda yaptığı açıklamalar çok üstüste geldi, ben o anlamda o açıklamaları destekler bir şekilde ödülle eşleştirildiğini düşünüyorum ama bildiğim duydugum gördüğüm hiçbir resmi kanıt yok bu yönde, sadece nacizane kişisel bir görüş.
Gokhan
AÇILIN BEN DOKTORUM:))
1) Kesinlikle aali değil Ali. aali yüce. büyük filan demek ki isim olarak kullanılmaz.
2) Katil ile katl aynı anlamda deyildir (ha ha ha herkeş deyildir yazarsa bi süre sonra bu da doğru olacaktır) Biri isim diğeri fiil. “Katl zanlısı” doğrudur, “katil zanlısı” yanlıştır. Ama dil allah kelamı değildir zamanla katil zanlısı da doğru olacaktır… ve hatta oldu
3) Ben de DYSON’A 1200 kaat bayıldım…:)2 yıl önce… ama zerre memnun kalmadım. sert zeminde onca çekiş gücüne rağmen kılı tüyü içine almıyor duvara doğru itiyor it. her seferinde süpürgenin sapını kaldırıp kirin üstüne dayamak gerekiyor. Benim de servis hikayem uzun ama haktan mı boktan mı bi firma var ithalatçısı… ben ömrümde bu kadar burnu havada firma görmedim.Ben nasıl kurtuldum? İhtiyacı olan birine hacılama verdim… 3 ay önce:))) 1000 kaat verdim roventa aldım. İhtiyacı olan????:)))
Adnan Üstad,
1) Eve gidince eşim de düzeltti Aali değil Ali diye. Eyvallah 🙂
2) Bizim aslında orda dikkat çektiğimiz Kaatil ile Katil arasındaki fark. O da yıllardır Kaaatil diye okunurken şimdilerde Katil deniyor, sanırım doğrusu Katil.
3) Dyson magdurlarını Esref Saati semsiyesi altıbda örgütlemeyi planlıyoruz, o zaman sesimizi duyacaklar mutlaka 😀 Saka bir yana ne Dyson’mış Üstad, 1.200 TL verince tamam hayatın sırrını vermesini falan beklemiyoruz ama yine de arkasında fazla iş bırakmasın, değil mi? 🙂
Saygılar, sevgiler
Dyson macerasına bayıldım gelişmeleri merakla bekliyorum, Adnan Acar’ın anlattıklarıyla bu elektrik süpürgesiyle temizlik yapılmayıp kavga edildiğini ve temizlikten sonra bitap düşüp gerginliğin ancak meditasyonla aşıldığı ve bir süre sonra temizliği bırakıp kirliliği hayatın akışına bırakma durumuna gelindiğini anladım iyi ki bizim dysonımız yok!
Sevgili Belgin,
Dyson’un muhtemelen böyle bir misyonu var, insanı takıntılarından arındırıyor, köşelerini örseliyor 🙂
Ama yine de 1.200 TL bir süpürge için çok degil mi yahu? 😀
Her zaman için en iyi süpürge çalışan bir süpürgedir 🙂
Küba’da insanların fakir olmasının nedeni sosyalizm değil, bütün dünyanın Küba’ya ambargo uygulaması.
Ben bu mesajı yazarken şu anda Turkiye’de kot taşlama atölyesinde 12 yaşındaki bir çocuk akciğer kanseri oluyor, Hindistan’da 6 yaşında bir çocuk halı yapıyor; hatta biz de gdo’lu tarım ürünleri ile kanser oluyoruz milyarlar harcayıp iyilesmeye çalışıyoruz.
Supermarket olmaması çok da bişey değil yanı:)
Sevgili Diloşko,
Bu konuda biz de karışık duygular içerisindeyiz, açıkçası Toni enişte karıştırdı hepimizin kafasını. Söylediklerin çok doğru, bizim de içimize sinmedi bazı şeyler. Bu haftaki programda yeniden değineceğiz bu konuya.
Programları severek dinliyorum. İyi ki varsınız. Sabahattin Ali’nin soyadı konusunda yorum yapacaktım ama yazılmış zaten. “Sabahattin Ali soyadının Ali yerine Âli olarak söylenmesinden ne kadar rahatsız olduğunu 10 Ekim 1945’te Vedat Baykurt’a gönderdiği mektupta dile getirmektedir: “Esat benim adımı bilir ama, dalgındır, sakın Ali yerine Âli yazdırmasın, bu Âli adı kadar sinirlendiğim kelime azdır.?” . Orhan Pamuk nasıl Nobel aldı konusunda bildiklerinizi açıklarsanız sevinirim. Ben hak ettiğini düşünüyorum açıkçası. Selamlar
Sevgili Volkan,
Ağırlıklı görüş Aali değil Ali olduğu yönünde, ben de sizin taraftayım ama Eşref ısrarla Aali oldugunu iddia ediyor. Bir sonraki programda düğümü atarız inşallah 😀
Orhan Pamuk’un nobel ödülünü almasıyla güncel ve geçmişten gelen bazı sorunlar üzerine uluslararası platformda yaptığı açıklamalar çok üstüste geldi, ben o anlamda o açıklamaları destekler bir şekilde ödülle eşleştirildiğini düşünüyorum ama bildiğim duydugum gördüğüm hiçbir resmi kanıt yok bu yönde, sadece nacizane kişisel bir görüş.
Gokhan
Aali diyenlerin bir kısmının Seebahattin dediği de görülmüştür.
Sevgili Ozan,
Seebahattin’in bir de Sebaahattin versiyonu var 🙂