Yaş, ilişkinin 20. yılını kutlama ve sadece sevgili olma gününü kutlama, derin bir sevgi, dostluk ve kendi kendini şarj eden aşk (20 yılı ben böyle açıklıyorum 🙂 ), birbirinin anne babasına anne baba dememe ancak yapmacıksız sıcak bir ilişki kurma, coşkulu, genelde uçlarda yaşayan kadın ve soğukkanlı, şefkatli, yaraları saran adam, türkü dinleyip beraber ağlama (Şimdi benimkiler saz çalmayı öğreniyor. Artık söyleyip ağlamaya başladık), çok benzer duygularla dünyaya getirilmiş bir çocuk (Hani Gülizar’la programda anlatmıştın ya. Benim kararımda annem etkiliydi daha çok. Bi de ben daha erken davranmışım). Bunlar ortak. Bizde doktora moktora yapan sosyal bilimci taraf kadın, daha çok çalışan erkek. Ama şimdi o işler de değişti. Ben Türkiye’deki durumlardan dolayı iyice ilgimi yitirdim. Çok anlamsızlaştı gözümde. Zaten artık başka bir ülkede yaşıyorum. Bir an önce dil öğrenip çalışmaya başlamak istiyorum. Valla aynı değişkenlerin azcık farklı kombinasyonları gibiyiz Zelal. Biliyorum hoşuna gitmeyecek ama tipik miyiz neyiz eceba 🙂 Ama itiraf etmeliyim ki senin sohbetin benimkinden daha iyi 🙂 İyi ki program yaptın Zelal. Seni tanıdığım için çok mutluyum. Keşke gerçekten tanışsak. Çok öperim.
Bu arada programda ses çok az. Özellikle Barış’ın yapacağı programından bahsettiğiniz kısımları, ses sonuna kadar açık olduğu halde hiç anlayamadım. Yeni programınızı merakla bekliyoruz. Sevgiler hepinize.
Sevgili Esin merhaba.Programda ne kadar belli oluyor bilmiyorum ama teknoloji bilgim anneanne ,dede düzeyinde.Barış İstanbul’a gitti ve ben çöktüm:)Sebebi ben gelen maillere Barışın’ın bilgisayarı üstünden cevap yazıyordum.Yazdığın şeylere cep telefonundan yanıt yazamadım.Başka bilgisayardan yazmayada beceremedim:( Barış bugün geldi ve çok şükür yanıt yazabiliyorum.
Yazdığın şeyleri ince ince sızlayarak, gözüm dolarak okudum.Esin galiba tipiğiz:) Tanışmayı neden keşkede bırakalım.ınstagramda zillipapuc diye bi sayfam var.Oraya telefon numaranı yazarsan ben seni ararım.Türkiye’ye geldiğindede sizi misafir ederiz.Ne dersin 🙂
Zelalim mutluluğunuz daim olsun. Barış ile sen birbirinizin ömrü olmuşsunuz. Ne kıymetli bi şeyi yakalamışsınız…Sakın bırakmayın. Sesindeki mutluluk bu taraftan o kadar çok net algılanabiliyor ki. Sevdiceğinle kal. Öptüm seni kocaman yüreğinden….
Sağ ol var ol.Güzel sözlerin kalbimizde muska. ..
Papuçların bitti .
Papuçları vermeye bahane ,bi bahar günü bi bakmışın yanına gelivermişiz.Bende öperim çokça:)
Sevgili Zelal bir önceki programda içim çıkmıştı zaten ben normal biri değilim sen üzüldükçe içim üşüdü.Ama eşinle programa duyabildiğim kadarıyla ki benim duyma kaybım var bayıldım. Ses Esin de yazmış çok az ulen bir de duysaydım çok güzel olacak bak bende kayıp çok ana kaybı sevgili kaybı duyma kaybı acil el atın ama sevgiyle kalın.
Yaş, ilişkinin 20. yılını kutlama ve sadece sevgili olma gününü kutlama, derin bir sevgi, dostluk ve kendi kendini şarj eden aşk (20 yılı ben böyle açıklıyorum 🙂 ), birbirinin anne babasına anne baba dememe ancak yapmacıksız sıcak bir ilişki kurma, coşkulu, genelde uçlarda yaşayan kadın ve soğukkanlı, şefkatli, yaraları saran adam, türkü dinleyip beraber ağlama (Şimdi benimkiler saz çalmayı öğreniyor. Artık söyleyip ağlamaya başladık), çok benzer duygularla dünyaya getirilmiş bir çocuk (Hani Gülizar’la programda anlatmıştın ya. Benim kararımda annem etkiliydi daha çok. Bi de ben daha erken davranmışım). Bunlar ortak. Bizde doktora moktora yapan sosyal bilimci taraf kadın, daha çok çalışan erkek. Ama şimdi o işler de değişti. Ben Türkiye’deki durumlardan dolayı iyice ilgimi yitirdim. Çok anlamsızlaştı gözümde. Zaten artık başka bir ülkede yaşıyorum. Bir an önce dil öğrenip çalışmaya başlamak istiyorum. Valla aynı değişkenlerin azcık farklı kombinasyonları gibiyiz Zelal. Biliyorum hoşuna gitmeyecek ama tipik miyiz neyiz eceba 🙂 Ama itiraf etmeliyim ki senin sohbetin benimkinden daha iyi 🙂 İyi ki program yaptın Zelal. Seni tanıdığım için çok mutluyum. Keşke gerçekten tanışsak. Çok öperim.
Bu arada programda ses çok az. Özellikle Barış’ın yapacağı programından bahsettiğiniz kısımları, ses sonuna kadar açık olduğu halde hiç anlayamadım. Yeni programınızı merakla bekliyoruz. Sevgiler hepinize.
Teknik hata diyeli Esin can.Dinleyince bizde kahrolduk:(
Sevgili Esin merhaba.Programda ne kadar belli oluyor bilmiyorum ama teknoloji bilgim anneanne ,dede düzeyinde.Barış İstanbul’a gitti ve ben çöktüm:)Sebebi ben gelen maillere Barışın’ın bilgisayarı üstünden cevap yazıyordum.Yazdığın şeylere cep telefonundan yanıt yazamadım.Başka bilgisayardan yazmayada beceremedim:( Barış bugün geldi ve çok şükür yanıt yazabiliyorum.
Yazdığın şeyleri ince ince sızlayarak, gözüm dolarak okudum.Esin galiba tipiğiz:) Tanışmayı neden keşkede bırakalım.ınstagramda zillipapuc diye bi sayfam var.Oraya telefon numaranı yazarsan ben seni ararım.Türkiye’ye geldiğindede sizi misafir ederiz.Ne dersin 🙂
Vay Zelal ablam sen İlber Ortaylıynan evliymişsin ya 🙂
Ne tatlısınız Allah muhabbetinizi arttırsın..
Öperim
Sevgili Diloşko,
Sakin kocamı bu yorumunla şen kahkalara boğdun bilesin:)
Zelalim mutluluğunuz daim olsun. Barış ile sen birbirinizin ömrü olmuşsunuz. Ne kıymetli bi şeyi yakalamışsınız…Sakın bırakmayın. Sesindeki mutluluk bu taraftan o kadar çok net algılanabiliyor ki. Sevdiceğinle kal. Öptüm seni kocaman yüreğinden….
Şenay can,
Sağ ol var ol.Güzel sözlerin kalbimizde muska. ..
Papuçların bitti .
Papuçları vermeye bahane ,bi bahar günü bi bakmışın yanına gelivermişiz.Bende öperim çokça:)
AH NASIL MUTLULUK VERİRSİNİZ…Başım gözüm üstünde yeriniz. Şiyarımı mıncıklıyor, sesindeki o güzel huzurla kal diyorum bitanem.
Sevgili Zelal bir önceki programda içim çıkmıştı zaten ben normal biri değilim sen üzüldükçe içim üşüdü.Ama eşinle programa duyabildiğim kadarıyla ki benim duyma kaybım var bayıldım. Ses Esin de yazmış çok az ulen bir de duysaydım çok güzel olacak bak bende kayıp çok ana kaybı sevgili kaybı duyma kaybı acil el atın ama sevgiyle kalın.
Sibel ilk kez tanışıyoruz zannımca,
Teknik bir beceriksizlik ve kocamın içine içine konuşma tarzı bir araya gelince kulaktan ziyade kalple dinlenen bi program oldu galiba:) 🙂 🙂
Sen kayıplarını saydıkçada benim içim üşüdü…ne diyeyim…azcık bir birimizi ısıtabildiysek ne mutlu..Sevgimizle kal..