Offf be Zelalim. Ne fena ama ne doğru anlattın şu iş muhabbetini. Ben geçen perşembeden beri ilk kez yollar açıldığından şehre ve dolayısıyla işe pazartesi inebildim. Şu yalancıktan aahlar vahlardan bir kere daha nefret ettim ve hala ediyorum. İşteyim..:((( Arkadaşına da Allah sabır versin canımmmm…ömür törpüsü o anlattığın durumlar…
Amaaaa herşeye rağmen yeni yılda herşey senin istediğin gibi olsun Zelalim…Olmasada hepimiz bazı şeyleri oldurmak için uğraşıyoruz sonuçta….öpüyorum.
Selam ola,
Oğlunu ensesinden koklayıp çirkin insanlardan o nefesle uzaklaşabiliyor olmanı dilerim. Annemin yöntemi. Bir bebekten bahsedince onu ensesinden kok der 😊 seni iş için yollardayken dinliyorum ve bugün dinlerken tam o ortamı bok eden kızcağızdan söz ettiğinde bir mail okumak durumunda kaldım. Malum herşey o kadar mobil ki hani hayat kolaylaştı sanıyoruz ama bağımsızlıģindan dem vurup dinlediğimiz radyo yayını esnasında bile bağlıyor bizi bu mobile işlemiş ‘kolaylıklar’ . Bu mail basit bir iş mevzusunda ve oldukça sıradan cümlelerle olabilecek,akabilecekken karşıdaki insanın yazıda bile nasıl tahakküm kurma çabasında, hakaretvari ve çirkin olabildiğini görmek; kendimi balçıģin içinde hissettirdi. Bu taşan insanlar bana böyle hissettiriyor. Tam da yılbaşı gecesi çilesi kısmındaydın ve o bunalmışlığını dinlerken bir de seni buna maruz bırakıyorum gibi hissettim, konuşmanı böldüm. Sonra dedim zelal i bu pisliğe bulastirmayayim, pür kalsın. Durdurdum ve maile; karşıdaki ne kadar pis ise o kar temiz bir yanıt yazdım, seni tekrar dinlemeye başladım. Hani diyeceğim o ki, bazı insanların pisliği ya da içinin çirkinliği nasıl bu kadar dolmuş ki taşıyor da bize ulaşıp bulaşıyor diye düşünüyorum . Üstelik biz acaba derdi mi var vs diye düşünmeye başlamışken hatta ona anlayış içindeyken nasıl aşıyor bu duvarları bu pislikleri. Ama onun pisliğine, çirkinliğine değil senin pürlüğüne,güzelliğine bulasmaya çabaladım bugün. Teşekkür ederim 😊
Sevgili Duygu merhaba, hoşgeldin sefalar getirdin.İlk kez tanışıyorum senle.Nasıl beni pamuklara sarıp sarmalayıp, özenle en güzel yerlerden bi yere koymuşsun kirlenip pislenmeyeyim diye.Valla okurken belki ağlamadım ama burnumun direğini sızladı, gözlerim doldu yazdıklarına…
Tüm o içimdeki berrak suları kirletenlere inat , sen ve senin gibi dostlar kirlenen tüm suları ,pür ak yemyeşil göl kenarlarına döndürüyor. Çaban boşa çıkmadı.Binlerce teşekkür benden sana:)
Selam Zelalcim, seni dinledikten sonra ofis anıları canlandı birbir gözümde ve içimden allahım bi mucize olsa da hamilelik izni sonrası dönmek zorunda kalmasam işe, kendim birşeyler yapsam, bebeğimle daha cok birlikte olabilsem diye geçirdim içimden… Bahsettigin tipler oyle tanıdık ki, bi de bunların herşey beleş diye yeme içmeyi abartanı, çıkışta taksiyi bile şirkete ödetmeyi planlayan muhacir müdürleri, genel müdürle sohbet icin fırsat kollayan yalaka lobicileri mevcut:) eğer davete bir de partnerler dahilse ortam daha da şenleniyor, eslerinin ofisinde çalışan bekar bayanlara evlilik nutukları çekenler, kocalarını bile şaşırtan bak biz nasi da mis gibi mutluyuz rolleri tam ibretlik haller:) buarada bahsettiğin kadın tipinden arkadas grubumuzda vardı, bizde arkadaşlarla zamanında baya bi çözmeye çalıştık, aklı başında oğlan nesine vurulmuş bu kadının diye.. eğer bu uyuz miymiy kadın yatakta bir emanuele dönüşmüyorsa arkadaşımıza büyü yapılmıştır sonucuna vardık:)) ayrıldıklarında hep beraber ohh dedik arkadasa icimizdekileri bir guzel döktük:) ama bir yıl sonra barışıp evlendiler🙄
Sen ne güzel anlatmışsın ya.Nasıl da unutmuşum şu anlattığın modelleri.Sen anlattıkça ben güldüm burdan:)
Valla arkadaşın manitası ile ile ilgi güzel gittin ama sonu evliliğe bağladın ya içimden ‘ANAMMMMMM” diye çığlık atıp, karalar bağladım:) Ama artık bu konuda olgun olmaya karar verdim.Arkadaşımın tüm seçimlerine saygı duyuyorum (bu saygı duyuyorum lafıda anasını satayım nasıl sıfır risk içeren bi laftır ya:))
Sana biraz kötü bir haberim var Zelal; öyle hasta numarası yapıp dikkat çekmeye çalışan, huysuz depresif kadınlar bir süre sonra sevgililerini manipüle edip arkadaşlarından uzaklaştırıyor, benim başıma geldi, şimdi evliler ve hiç kimse ile görüşmüyorlar.
Bence arkadaşınız ile açık açık oturup konuşun. Biz öyle bir arkadaş kaybettik siz kaybetmeyin 🙁
Ya ne diyeyim Diloş…İşte o kadar mahrem, karanlık, derin mevzular ki…Çok karışmak haddini aşmak bi yerde karışmamak da sonrasını gördüğün bir veda filmi gibi…
Bu suçluluk duygusu ve kendini hırpalama hali, biri derdini benimle paylaştığında can havliyle yardımcı olmak için kendini paralamak hissi ile annem ve babamın tartıştıktan sonra oturup benimle dertleşmeleri arasında tam şu anda bağ kurdum! Daha sakin ve sevecen yaradılışlı olduğum için bana Kofi Annan derlerdi bi de! Ben de evlilik terapisti gibi bir onunla konuşur bir diğeri ile konuşur sonra ikisinin bir araya getirir barıştırmaya çalışırdım!
İlkokul çağındaki çocuğa yapılır mı bu be!
Tam şu anda seninle aynı siniri yaşıyorum!
Offf be Zelalim. Ne fena ama ne doğru anlattın şu iş muhabbetini. Ben geçen perşembeden beri ilk kez yollar açıldığından şehre ve dolayısıyla işe pazartesi inebildim. Şu yalancıktan aahlar vahlardan bir kere daha nefret ettim ve hala ediyorum. İşteyim..:((( Arkadaşına da Allah sabır versin canımmmm…ömür törpüsü o anlattığın durumlar…
Amaaaa herşeye rağmen yeni yılda herşey senin istediğin gibi olsun Zelalim…Olmasada hepimiz bazı şeyleri oldurmak için uğraşıyoruz sonuçta….öpüyorum.
Valla Şeynay’cığım hakketen zor zamanlar.Gündelik hayattaki kötülükleri özledim şu koca kötülükler yüzünden:( Ne edek. Birbirimize tutuna tutuna ,gülerek ,ağlayarak vadeyi dolduracağız…
Selam ola,
Oğlunu ensesinden koklayıp çirkin insanlardan o nefesle uzaklaşabiliyor olmanı dilerim. Annemin yöntemi. Bir bebekten bahsedince onu ensesinden kok der 😊 seni iş için yollardayken dinliyorum ve bugün dinlerken tam o ortamı bok eden kızcağızdan söz ettiğinde bir mail okumak durumunda kaldım. Malum herşey o kadar mobil ki hani hayat kolaylaştı sanıyoruz ama bağımsızlıģindan dem vurup dinlediğimiz radyo yayını esnasında bile bağlıyor bizi bu mobile işlemiş ‘kolaylıklar’ . Bu mail basit bir iş mevzusunda ve oldukça sıradan cümlelerle olabilecek,akabilecekken karşıdaki insanın yazıda bile nasıl tahakküm kurma çabasında, hakaretvari ve çirkin olabildiğini görmek; kendimi balçıģin içinde hissettirdi. Bu taşan insanlar bana böyle hissettiriyor. Tam da yılbaşı gecesi çilesi kısmındaydın ve o bunalmışlığını dinlerken bir de seni buna maruz bırakıyorum gibi hissettim, konuşmanı böldüm. Sonra dedim zelal i bu pisliğe bulastirmayayim, pür kalsın. Durdurdum ve maile; karşıdaki ne kadar pis ise o kar temiz bir yanıt yazdım, seni tekrar dinlemeye başladım. Hani diyeceğim o ki, bazı insanların pisliği ya da içinin çirkinliği nasıl bu kadar dolmuş ki taşıyor da bize ulaşıp bulaşıyor diye düşünüyorum . Üstelik biz acaba derdi mi var vs diye düşünmeye başlamışken hatta ona anlayış içindeyken nasıl aşıyor bu duvarları bu pislikleri. Ama onun pisliğine, çirkinliğine değil senin pürlüğüne,güzelliğine bulasmaya çabaladım bugün. Teşekkür ederim 😊
Sevgili Duygu merhaba, hoşgeldin sefalar getirdin.İlk kez tanışıyorum senle.Nasıl beni pamuklara sarıp sarmalayıp, özenle en güzel yerlerden bi yere koymuşsun kirlenip pislenmeyeyim diye.Valla okurken belki ağlamadım ama burnumun direğini sızladı, gözlerim doldu yazdıklarına…
Tüm o içimdeki berrak suları kirletenlere inat , sen ve senin gibi dostlar kirlenen tüm suları ,pür ak yemyeşil göl kenarlarına döndürüyor. Çaban boşa çıkmadı.Binlerce teşekkür benden sana:)
Selam Zelalcim, seni dinledikten sonra ofis anıları canlandı birbir gözümde ve içimden allahım bi mucize olsa da hamilelik izni sonrası dönmek zorunda kalmasam işe, kendim birşeyler yapsam, bebeğimle daha cok birlikte olabilsem diye geçirdim içimden… Bahsettigin tipler oyle tanıdık ki, bi de bunların herşey beleş diye yeme içmeyi abartanı, çıkışta taksiyi bile şirkete ödetmeyi planlayan muhacir müdürleri, genel müdürle sohbet icin fırsat kollayan yalaka lobicileri mevcut:) eğer davete bir de partnerler dahilse ortam daha da şenleniyor, eslerinin ofisinde çalışan bekar bayanlara evlilik nutukları çekenler, kocalarını bile şaşırtan bak biz nasi da mis gibi mutluyuz rolleri tam ibretlik haller:) buarada bahsettiğin kadın tipinden arkadas grubumuzda vardı, bizde arkadaşlarla zamanında baya bi çözmeye çalıştık, aklı başında oğlan nesine vurulmuş bu kadının diye.. eğer bu uyuz miymiy kadın yatakta bir emanuele dönüşmüyorsa arkadaşımıza büyü yapılmıştır sonucuna vardık:)) ayrıldıklarında hep beraber ohh dedik arkadasa icimizdekileri bir guzel döktük:) ama bir yıl sonra barışıp evlendiler🙄
PS: arada anasını satayım demene cok gülüyorum:)
Anam, güzel anam ,çilekeş anam:)
Sen ne güzel anlatmışsın ya.Nasıl da unutmuşum şu anlattığın modelleri.Sen anlattıkça ben güldüm burdan:)
Valla arkadaşın manitası ile ile ilgi güzel gittin ama sonu evliliğe bağladın ya içimden ‘ANAMMMMMM” diye çığlık atıp, karalar bağladım:) Ama artık bu konuda olgun olmaya karar verdim.Arkadaşımın tüm seçimlerine saygı duyuyorum (bu saygı duyuyorum lafıda anasını satayım nasıl sıfır risk içeren bi laftır ya:))
öperim bebeden, memeden:)
Sana biraz kötü bir haberim var Zelal; öyle hasta numarası yapıp dikkat çekmeye çalışan, huysuz depresif kadınlar bir süre sonra sevgililerini manipüle edip arkadaşlarından uzaklaştırıyor, benim başıma geldi, şimdi evliler ve hiç kimse ile görüşmüyorlar.
Bence arkadaşınız ile açık açık oturup konuşun. Biz öyle bir arkadaş kaybettik siz kaybetmeyin 🙁
Ya ne diyeyim Diloş…İşte o kadar mahrem, karanlık, derin mevzular ki…Çok karışmak haddini aşmak bi yerde karışmamak da sonrasını gördüğün bir veda filmi gibi…
Dinledikçe tek tek yorum yazıyorum 🙂
Yahu Zelal her programda bir şeylere “ayıyorum”
Bu suçluluk duygusu ve kendini hırpalama hali, biri derdini benimle paylaştığında can havliyle yardımcı olmak için kendini paralamak hissi ile annem ve babamın tartıştıktan sonra oturup benimle dertleşmeleri arasında tam şu anda bağ kurdum! Daha sakin ve sevecen yaradılışlı olduğum için bana Kofi Annan derlerdi bi de! Ben de evlilik terapisti gibi bir onunla konuşur bir diğeri ile konuşur sonra ikisinin bir araya getirir barıştırmaya çalışırdım!
İlkokul çağındaki çocuğa yapılır mı bu be!
Tam şu anda seninle aynı siniri yaşıyorum!
Ben programı dinlerken tam o kısımda hüngür hüngür ağladım….